sevgilim; yıllar önce son kez güzel yüzünü gördüğüm, cıvıltılı ve neşeli sesinin geldiği yöne bakmayı özlediğim sevdiğim. Biliyorum yıllar geçti, geçmeye de devam ediyor. Seni sevmeden geçen bir günüm bile yok, seni sevmekten kendimi alıkoyamıyorum. Anladım ki seni sevmek benim görevim. Olur da seni sevmeyi unuturum diye, telefonuma hatırlatmalar ekliyor, defterlerimin her sayfasına not düşüyor, gömleğimin cebine not yazıyorum...
adın dilimdeki en guzel sarkı. her harfın ayrı bır nota, ayrı bır anlam. nakaratında kendımı buldugum bı ezgı. sevıyorum galıba senı ya, cok sevıyorum. sen iyiyken varlıgını her hıssedısımde, yoklugunu kıskanıyorum. elım elını sımsıkı sarmasın sadece, kalbım gogsundekı boslugu doldurmasın. ruhun ruhuma, gelecegın gelecegıme karıssın. saclarına esen ruzgar olayım sev benı, yuzune sıcak yaz gununde esen meltem olayım sev benı. ormanda kalan tek dalın olayım, ıster yak benı ıster kır, ama vazgecme tamam mı, vazgecme kendınden. sana sarılamadıgım her an, kendını benım ıcın de sev. sen sevınce guzelsın, sen sevılınce guzelsın. senı ılk gordugum kıs gununu unutamıyorum. sacında kar tanesı vardı. almak ıstedım oradan, elımde kaldı bır telı saclarının. gecelerdır opuyorum, bır kez bıkmadım, sıkılmadım. sensız de olsa, sevıyorum, belkı senı, belkı senı sevmeyı, belkı de ıcınde 'sen' olan herseyı.
Her kitabın sonunda, hikaye bitti diye ağlayacak kadar çocuktum ben ve sen benim yeryüzünde buldugum küçük prensim, gökyüzüm, galaksimdin. Sonu olmayan roman, hiç bitmeyecek bi filmdin. Çok yordum, çok üzdüm seni ama bi gün pes edeceğini hiç düşünmedim. Her kitabın sonunda olduğu gibi senin gidişine de ağladım. Her kitabın sonunda "bundan iyisi" yoktur dediğim gibi sende de aynısını diyorum ama biliyorum farklı kitaplar farklı duygular var. Her sayfanı, her satırı özlüyorum ama sen artık sonunu bildiğim için okumaya korktuğum bir romansın. Adını duyduğumda tebessüm ettiğim ama nasıl bittiğini hatırlayınca canımı yakan. Güzel başlayan ama hüzünlü bir sonla noktalanan bir roman, az gişe yapmış ama güzel olan bir filmsin. Küçük bir gezegende çiçeğini terk eden küçük prenssin sen.
Hepsi deri kaplı defterimde saklı. O kadar çok var ki... Fakat okuyabileceĞim kiŞi meçhul. ay olur, yıldızlar olur, aĞaÇların yapraksız dalları olur, berrak gÖkyÜzÜ olur; bunlar benim ilham perilerim. Bazen gÖzyaŞları, yalnızlıkla harmanlanmış...
kalbimdeki acı hep taze. Mantığım artık bitmesi gerektiğini söylüyor. Aramızdaki saygı bitti, sadece sevgi yetmiyor.
Evet sana hala aşığım, sanki her yerden buram buram kokunu alıyormuşum gibi hissediyorum. Evet bana verdiğin bir çöpü bile saklıyorum. Hala seni deliler gibi seviyorum. Ama yok olmuyor. Aynı karşılığı alamamak beni yıkıyor.
Sanki bütün kalelerim acı tarafından zaptedilmiş de kalbimin kuytu bir köşesinde yok edilmeyi bekliyormuşum gibi.
Şu an bunu okuyor olsan, edebiyata lüzum yok dersin biliyorum. Beni yine aşağılarsın biliyorum. Umursamazsın bile biliyorum. Gidip hayatına devam edersin biliyorum. Biliyorum biliyorum herşeyi biliyorum ve seni aramıyorum.
ben zaten senden gelen her kederi her çileyi
kabullendim sen gittiğin günden beri
bazen duyarsan sitemli sözlerimi bağışla
çünkü çok özlüyorum seni
sen bilmezsin. sensizliği ıssızlığı sen bilmezsin. her bırakıp gidişinde her olmuyor deyişinde boynumu böküp çaresizce oturuşumu gözyaşı döküşümü sen bilmezsin. sen hiç bilmezsin bir erkek gidenin arkasından güçlü görünmek için ne şaklabanlıklar yaptığını.
yalan mı söyleyeyim kızım, çok özlüyorum seni. ölümüne özlüyorum kızım. o inegölden o allah ın cezası ilçeden her geçişimde sen kokan havasını ta ciğerlerimin en ücra köşesine kadar çekiyorum. her rüyayı sana yoruyorum her şarkıda seni arıyorum. ne derlerse desinler, ister ezik desinler ister mecnun desinler. ben senden başkasını sevemiyorum.
bugün bir kızla yemeğe çıktık. arkadaş ısrar etti kırmamak için çıktım ben de. konuşamadım be inegöllüm. dilim tutuldu kaldım öylece. cümlelerimin hepsi yarım kaldı hepsinde aklıma sen geldin.
neyse ben yatıyorum inegöllüm. rüyamda seni bekliyorum. çok bekletme gel olur mu.
hiçbir halta yaramıyosun bari bana mantıklı bi cep telefonu bul. yarın bana telefon alacakmışız. çabuk gir internete, ne; ne işe yarar hiçbir fikrim yok. *
Sarı, damalı bir taksinin şoförüne verdiğin selam kadar merhabamız kalmamış. Lanet okuyorum! Sana aşık olacağıma, keşke tesadüfen bindiğin herhangi bir taksinin şoförü olsaydım!
Sevgilim, sana bu notu bir psikiyatri koğuşunun iyi kilitli odalarından birinden yazmıyorum. Bu notu diye başlayan bu notu da yazmıyorum aslında. Anlatmak istemiyorum. Ben sana yazmıyorum. Hem sen kimsin ki sana yazayım. Yazlık bir güneşin cilt yakan, terleten sıcağında, bir kaç damla soğuk kadar vücuduma dokundun, hepsi bu. Sana yazmıyorum şuan, yazsaydım eğer bilirdim...