hayatınızın anlamıyla tanışmak, unutulmayan bir anıdır. ama benimki gibisi yok.
bir gün, dugun icin davete gittim. allah ım o ne izdiham. gayet modern insanlar, çalan müzikler enfes. derken, nikah kıyıldı. biri usulca yanıma yanaşıp;
- abi, çok korkuyorum. nöbete sen gelir misin dedi.
* tabii, seve seve koçum. korkma. ilk gün. büyünce geçer dedim.
ulan, ne adamlar var diye de düşündüm tabi...
neyse, omzuna vurdular, kıçına tekme attılar, ben bekliyorum. en ufak olayda müdahale edicem. 20 dak. geçti geçmedi. hah dedim, işler yolunda. ses yok. bir cırlama geldi içerden. kapıyı kırıp, içeri girmem bir oldu.
bir baktım, hatun yatağın ustunde bağdaş kurmus, adam yuz ustu yanında, dövünerek ağlıyor. ne oldu demeye kalmadı, hatun;
- tam öpecek beni, annemi özledim diye ağlamaya başladı. ne yapacağımı şaşırdım. keşke benim eşim sen olsaydın gerdekci demez mi!
kafamda soru işaretleri oluşmadı değil. adamı, o halde gelin taşır gibi, kaldırıp, camdan dışarı fırtlattım.
e yengenizle de, tanışmış oldum.
siz siz olun, sakın ananızı özleyip, karı gibi ağlamayın...
benim ki ile yonja'da tanışmıştık ( hani bilirsiniz işte, o zamanlar facebook popüler değildi. ) yanında bir kere bile hesap ödemedim. otobüse değil taksiye abone olmuştum. hatun okuluna bile x5 ile bırakılıyor tabi. o zamanlar ufağızda tabi daha kafada basmıyor, bana;
- vur dedi !!
o delikanlılık hissiyatı ile ben;
- olmaz bunu yapamam, en azından şimdilik.
diye karşılık verdim. müthiş bir sevinçle karşıladı bunu, beni gerçekten sevdiğini söyledi. zaten benden bu isteğini beni denemek için uydurduğunu, alacağı cevaba göre ilişkimize yön vereceğini belirtti. sonuç olarak 2 hafta sonra ahmet adında bir çocuğa vurdurdu.
bizim okuldandı. görüyorduk birbirimizi ama konuşmuşluğumuz yoktu.
mesaj attım bir gün;
- gözlerin senin kendi gözün mü yoksa üvey falan mı? yazmıştım hiç unutmam, sonrası geldi.*
sürekli yemek taşıyarak 6 ayda zor ayarladığım sevgilimdir. komşuyduk mezun olmadan önce. demekki kötü yemek yapıyormuşum ki 6 ayı buldu. olsun iyikide oldu.
Küçükken babaannemin zoruyla camiye gide gele gide gele onun anne tarafından kuzeni ile arkadas olduk. Sonra 3muz gidip gelmeye başladık ve birbirimizi sevdik mutluyduk.
hiç unutmam o gün kötü bi haber almıştım çok dalgın bi halde metro merdivenlerinden yukarıya çıkarken aniden birisine çarpmıştım elindeki kitaplar yere düşmüştü mahçub bi şekilde kitapları toplamasına yardım edip özür dilerken bi anda gözgöze daha fazla dayanamayacam şaka lan şaka forever elizabeth sevgilim olmadı...
o zamanlar msnin olduğu zamanlardı. msnimi buluğp eklemiş ve beni tanımak istediğini söylemişti. ilk buluşmamızda evlenicem ben seninle dedi 5 yıl geçti ve evleniyoruz.
aynı işyerinde çalışıyorduk sürekli geç kalıyordu servise. kıza nasıl yaklaşırım derken ışık yandı, sürekli servisi kaçırıyosun
istersen telefonunu ver araşırız dedim onun da gönlü varmış sonradan söyledi 2 sene güzel bir ilişki yaşadık.
arkadaşımın yanına gelmişti. muhtemelen ona yazıyordu ilk başlarda.sevmemiştim kendisini. sonra nasıl olduysa biz muhabbet etmeye başladık. arkadaşımın da gözü yokmuş zaten, biz konuş konuş... oluverdi.
öss tercihlerini yapmak için okula gitmiştim. tesadüfen aynı güne denk gelmişiz.
neyse ben aslında onu beklemiyordum. bir sevdiğim vardı ve onunla o gün tercih yapacağız diye konuşmuştuk. ama o gelmedi!. her gün konuşuyorduk. çok seviyordum onu ama o bana yamuk yapmıştı.
ben de mecburen kendim yaptım tercihlerimi ve bir kıza da biraz yardımcı olmak istedim. sonra işimizi bitirdik ve biraz da muhabbet etmeye başlamıştık. sonra bir yere gidip yemek yemeye karar verdik. ama benim aklımda bir play station cafeye gitmek vardı.
ayrıca hayatımda ilk kez bir kızla başa baş yemek yiyecektim. arkadaş olaraktı ama ilkti. neyse; bir lahmacuncuya gittik. başka bir yer yokmuş gibi. bir de mal gibi 2 lahmacun, 1 açık ayran söylemiştim kendime. açık ayran ne amk! tabi sonu kötü oldu. ayranı üzerime döktüm, temizlemesi uzun sürdü falan filan.
hesabı da mal gibi alman usülü ödetmeye kalktım. hala utanıyorum amk!! fakat, 4 yıllık bir ilişkim var. mutluyum , huzurluyum. *