liseye yeni başlamıştım bende erkek fatmaydım tabi
sınıftaki bütün erkeklerle muhabbetim vardı haşır neşir olmuştuk.
biri hariç ismini bile bilmiyordum. böm böm bakıyordu dedim bu mal kim.
öküz gibi bakıyor anca hem ergenlik hem kezbanlık zamanları tabi.
öğrendim ki sınıftakilerin bir çoğu ismini bilmiyordu.
sessiz sedasız içine kapanık utangaç biri olduğunu keşfettim.
bir gün ne bakıyon lan dedim ondan sonra hep gözünü kaçırmaya başladı.
sonra ilgimi çekti işte sorular sormaya başladım genelde utanır kaçınırdı.
o zamanlar yerli yersiz millete girişiyorum bunu da bi kaç kere dövdüm hani.
normal de çıkışması lazım ne kadar yapıştırdıysam çıkışmadı hoşuna gidiyor gibi gülümsüyordu.
o zamanlar bir sorunu olduğunu düşündüm. derken bir gün sınıftaki erkeklerden birine benden hoşlandığından bahsetmiş.
bende erkek fatmayım ya gittim dalga geçtim sana mı bakçam yüz verdik iki muhabbet ettik diye kendini birey mi sandın falan.
o zamanları düşündüğüm de gerçekten şımarık kezban bir ergenmişim.
hep dalga geçtim ezikledim falan yine de hep yanımda oldu her kahrımı çekti.
hayatı sorguladığım bir dönem geldi ve geriye baktığımda her anımda yanımda onun olduğunu farkettim.
zorbalık yapmayı eskisi kadar kötü davranmayı bıraktım tabi.
bütün okul onun benden hoşlandığını biliyordu zaten ama gözüne nasıl bir korku vermişsem nasıl dalga geçmişsem.
hiç açılmaya cesaret edemedi.
korkak bir yapısı olduğunu biliyordum tabi.
ve yine kötü birşey yaptım. buna içki içirdim. içirdim. içirdim.
sonra başladım sorular sormaya bütün geçmişini ortaya döktüm benimkinin tam aksi bir hayata bünyeye sahipti.
sonra benden hoşlanıyor musun neden hoşlanıyorsun neden hiç bana açılmadın.
sebebi benim hep onla dalga geçip eziklemem arkadaşlığımızı bile kaybetme korkusuydu.
bendeki aşk değildi şefkat mi acımamı bilmiyorum böyle bir sevgi pıtırcığı ortaya çıktı ve onu öptüm.
utandı başını yere eğdi sonra bir teklif olmadan çıkmaya başladık şimdi de 8 yılı devirmiş bulunuyoruz.
bundan çıkardığım sonuç çok yükseklerden uçup büyük konuşmayacaksın kesinlikle başa geliyor.
DOkuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeydim** ve o sıralar bir hemşire vardı birkaç gün üst üste otobüste dikkatimi çeken. Aynı yere gidiyorduk staj için. Bir gün onun da bakışlarından cesaret alarak, indiği yerde* indim, gittim, kolundan tutup çevirdim ve dudaklarına yapıştım. hiç itmedi, başta şaşkınlığın vermiş olduğu şokla donuktu ama sonradan açıldı o da. Öyle bir 30 saniyeden sonra durup birbirimize baktık ve bir 30 saniye daha...
Sonra 1 yıllık bir serüven başladı. Her insandan öğrenecek bir şeyimiz var, çok şey öğrenmiştim ondan. 2 ay önce ölüm haberini aldım. Trafik kazası. Teşekkür etmiş olayım ona buradan madem. işte böyle bir şekildir tanım istenirse eğer.
kuzeni arkadaşımdı. kahve içmeye gelirken onu da getirdi. ben bir cumartesi öğleden sonrası sarma sarıyordum. evet yaprak sarması. kahve içerken, yemeğe de gelin dedim. akşam sarma yemeğe geldi. artık nasıl güzel yaptıysam sarmayı 1 senelik evliyiz bugün. *
Biriyle otobüste, diğeriyle resim kursunda kendisine ders verirken, biriyle WoW'da, bir başkasıyla ICQ'da, ötekiyle komşuyduk falan filan. Bi sonrakiyle tanıştırıldık, iyi ki de olmamış.
En sonunda gaza gelip selanik-istanbul otobüsünde ilk görüşte vurulduğum yunan kıza yazdım. iyi ki yazmışım.
Tatilde kaldigim apartin karsinda kaliyordu. Donmeme bir gun kala tanistik ve onun tatili bitince de devam etti iliskimiz. Simdi 5 yildir beraberiz, 3 yildir evliyiz ve 2 yasinda bir oglumuz var.
Yaz askim, butun mevsimlerim oldu.
bir gün yine ev de su bitmişti, aldım boş, 19 kiloluk damacana yı, sokağın az ilerisindeki çeşmeye doğru yol aldım, işte tam orada, o çeşmeden damacana yı doldururken tanıştık.
transformice oyununda aynı kabiledeydik. kendini erkek olarak tanıtmıştı ve ifşa oldu bana güzeller güzelim. derken muhabbet sohbet iki yılı deviricez inşallah.
arkadaşlara film izlemeye gitmiştik. tavada yumurta yaktım. berbat olmasına rağmen sesini çıkarmadan yemişti. çok tatlıydı. sonra bi daha öyle tatlı olmadı amk.
o zamanlar twitterda takılıyorum 1500 civarı takipçim var bi çocuğu takibe aldım o da 5000 küsürlü bir şeyler neyse bu beyfendi benim takibime geri dönmedi. ben bunu bikaç ay böyle followbacksiz takip ediyorum ama çocuk esmer fanatik fenerbahçeli tribün çocuğu yani. her neyse bigün buna unfollow yaptım. "aa sikerim sen kimsin ki beni takip etmiyosun" diyerekten. sonra aradan bikaç ay geçti bu benim anasayfama düştü ben de "takibe alıyım bari tekrar" dedim takip ettim saniyesinde takibime geri döndü. neyse günler geçtikçe geçiyor ben ise her gün iş yerinde işe başlamadan önce ayılma kahvemi içerken çocuğun tweetlerini okuyorum işe öyle başlıyorum. tam bir erkek ya. ibne ibne ilişkilerle kızlarla ilgili bir şey yazmaz asla. gayet az ve öz yazar milleti kırar geçirirdi. sürekli favlıyorum dikkatini falan çekmeye çalışıyorum. yok. öyle cool ki hastayım ama çocuğa. neyse bendeki maço erkek sevgisi çok aşikar bir olaydı. 10 tweetimden 9u maço erkek arıyorum temalı idi. bigün baktım sevdiceğim tweet atıyor online. ardından çat tweeti yapıştırdım. "ya evde telefonumu bulamıyorum esmer, uzun boylu, yakışıklı, göbekli fenerbahçeli maço erkekler çaldırabilir mi" bu bana tweet attı! "numaranı ver." ben de dm den verdim hemen skjldkhjsl. neyse direk konuşmaya başladık 3 gün sonra çıkmaya başladık şu an 1 yıldır beraberiz ikimiz de twitterlarımızı kapatalı 7 ay falan oluyo. mutluyuz huzurluyuz allah bozmasın.
Bunların sınıfına derse geliyordum geçen yıl. Orda görmüş. Benimle ilgili herşeyi öğrenmiş. Bizim kata geliyormuş sürekli beni görmek için. Hatta face deki bütün fotolarimi da biliyor ve bitanesini annesine göstermiş tanışmadan önce..
bir gün kitapçıda değildim. aynı rafa benle birlikte bakmıyordu. birbirimize kaçamak bakışlar atmıyorduk. daha sonra aynı kitaba aynı anda uzanmadık. sonra gülümseme olmadı ve tanışmadık. ve şimdi sevgili değiliz. o beni tanımıyor ben onu.
- Lan oğlum nasıl bir aim var ya sende, vursana şu Hunter'ı tepemde 50 canımı yedi ya.
- Oğlumlu konuşma benle. (Kadın sesi)
- iyi kızım o zaman, oyunu sil de sen kurtul, biz de kurtulalım.
- Kes.
