Geceleri, Yatmadan önce duşumu alıp bir fincan melisa çayı içtikten sonra yatağa uzanırım. Sabahları tam aksine uyanık kalmak için kahvaltıda mutlaka kahve içerim. Genelde sakin biriyim zaten.
sıçmak. ama öyle umumi tuvalete değil. pantulu neyin çıkartıp evimdeki alaturka tuvaletime girip, suyu açıp, maşrabadan taşan su sesiyle patır kütür sıçmak. dirseğimi dizlerime koyup, başımı iki elim arasında alaraktan hayatı sorgulamak. ayaklarım uyuşana kadar içeriden çıkmamak. evet.
arabaya binip basıyorum gaza, bir de büyük bardakta filtre kahve yanımda. bolca da sessizlik, radyo bile açık olmaz.
Bazen ERDEK, bazen balıkesir, bazen eskişehir. bilecik'e bile gittiğim oldu. Rahatlıyorum o vakitler. Acıları geride bırakıp, 2 saate farklı bir şehirde olmak güzel geliyor.
Salona gidebilecek durumdaysam hemen oraya giderim. Gidemeyeğim durumda hava müsaitse ayakkabı uygunsa yürüyüş koşu. Ulan havada müsait değilse ortam müsaitse yatar şınav mekik çekerim.
Eskiden çalıştığım bir yerde böyle 45-50li yaşlarda bir abi vardı kısa boylu ama adam tam bir kas kütlesi. Boş durduğu an hemen şınav çeker, yada kollarını bir yere dayar eğilir kalkar, barfiks çeker falan. Abi nerden kaldı bu alışkanlık dedim. Meğer o abimiz yıllarca yurtdışında yaşamış evi işyeri varmış sonra bir kavgaya karışmış biri ağır yaralanmış bu baya bir hapis yatmış. Orada spor yapıyordu herkes başka yapacak bir şey yoktu kafayı boşaltmak için en iyisi buydu. Birde orada danışmanmı ne varmış orada buna söylemişler boş durduğunda yada sinirlendiğinde spor yap kendini meşgul et diye. O abi bizi de alıştırmıştı sinirlendiğimizde falan gidip barfiks çekerdik vs.