Genellikle pilavlı sohbete karşı ön yargısı olan yazarların , şunlar olursa ya da olmazsa gelirim diyeceği makul isteklerdir. Mesela kimse bana zorla namaz kıl demesin ya da ben Maklubeyi ayrı tabakta yerim gibi.
yazarların cemaatin lansman toplantılarına katılmak için öne sürdükleri şartlardır.
1. canımın istediğine söverim. direk isim vererek. etnik bölücülük yaparım, niyet okurum, komplo kurarım. yok efendim birisi peygamber efendimizle doğrudan görüşmüş de bizim hakkımızda hüsni zannı varmış diyene daaaaaaaaan diye siktir ol git gavat derim.
2. pilavı adam gibi etli yaparsınız, yanında, üstünde yoğurt gezdirmezsiniz.
3. ramazanda olacaksa adam gibi çorba, hadi fakirseniz sebze yemeği de olsun, ben kuru kuru pilav yemem. çoban salatayı ayrı tabakta isterim. suyuna ekmek banacam.
4. her ne şekilde olursa olsun, ezan okunduğundan çay demini almış vaziyette olmalıdır. yemekten sonra demleriz hesabıyla ezandan sonra 3 dakika bile çay gecikirse, en yakınımdaki 5 kişiyi oracıkta boğar atarım. müdahale edeni pıçaklarım.
5. asla ama asla "abisi" vb. hitaplara maruz kalamam. tepsiyi ters çevirir kalkarım. babam isim koymuş elhamdülillah.
6. namazı kılarız sorun yok. cemaatle de kılarız. ama duayı birlikte yapmam. aziz mübarek günler yüzü suyu hörmetine müslümanlara sen yardım et ya rabbi diyeceğim. onu amerika'da oturup israil otoritedir diyenlerle birlikte demek istemiyorum. arada ben de kaynamayayım.
7. anlatacak bir şeyiniz varsa dinlerim. sonuna kadar dinlerim. çay bitmeye yaklaşınca yeni çayı demlerseniz ve sigara içilebilen bir ortamdaysak sabaha kadar dinlerim. ortamda sigara içilmiyorsa, çorbadan iki kaşık alır, pilavı bir dürter, çayımı da alır dışarı çıkarım. çay ve sigaraya ara verdikçe içeri girip anca bi tanışırız.
8. mümkünse organizasyon Ankara'da olsun.
9. Pirincin de etin de iyisini alın. paranız yoksa söyleyin, ben alayım. yağın da ucuzuna kaçmayın.
şartların makul olmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş pilavlı sohbet toplantısına katılma şartlarıdır.
Dur bakalım neymiş makul olmayan. O zaman siz, iki kaşık süslü ve züppe pirinç yedirdiğiniz bir adamın neler yapmasını istersiniz, nasıl hoşunuza gider, onu söyleyin. hoşumuza giderse geliriz.
üniversite 1. sınıftan 3. sınıfa kadar durmadan bu sohbete gelmem için ısrar edip duran bir arkadaşım vardı. ne yaptıysam, ne bahane bulduysam çağırmakta ısrarcı davrandı. hatta "bağlama da var, çalar söyleriz..." gibi içimi okşayan tekliflerde de bulundu... sanırım bu toplantıya, bizim sınıfta katılmayan tek insan olduğum için hırs yaptı...
neyse, yine tüm gevezeliğimin üstünde olduğu bi gün aynı teklifle tekrar geldi... "bağlama var" dedi, "çalar söyleriz, stres atarız..." dedi...
bu son teklif edişiydi, çünkü ben "bi ufak da açar mıyız? ben içerim siz çalarsınız, ooooh!" deyiverdim... herhalde bu isteğimden sonra benden tamamiyle ümidi kesti...
haa bi ufak açmama izin verseydi yeminlen gidecektim... kendisi kaybetti...