bundan üç sene önce ankara dan istanbul a gidiyorum. ve üzerimdeki kıyafetten başka birşey yok. yani günübirlik gidiyorum istanbula, muavin sağolsun termosuyla bardağa sıcak su koyacağım diye koridor tarafında oturan beni komple haşlamıştı. o günden beri hiçbir ikramı kabul etmiyorum yolculuklarda.
iri memeli bir hostes vardı en arka 43 numarada oturuyordum gece bir ara yanıma geldi sevişmek istermisin dedi avuçladım memeleri . şaka la şaka böyle şey mi olur japonya mı amk.
12 saatlik antalya-istanbul yolunu az koltuklu yanlış otobüste kapının merdivenlerinde gelmiştim, yer yere koridora uzanmıştıım. bu da böyle bi anım işte.
bebeğin babasının sırtı ve yer de dahil olmak üzere otobüsün tam ortasına kusması, adamcağız hiç bir şey olmamış gibi tutmaya devam etti çocuğunu, gerçi napıcaksa başka. bütün günüm toplu taşımada geçer en tuhafı buydu herhalde.
Otobüs degil ama metro. 1 saat önce yaşadım.
Ben ömrümde hic kimseyi bu kadar dikkatli inceledim.
O yüzü kaşları gülümsemesi..
Normalde kulakligi takar bosluga bakar kendi kendime takılırım. Aşırı dikkatsiz bir insanımdır laf atılınca bile farketmem o derece.
Ama bu aksam öyle olmadı. Benim zevkime hic uymayan biri olmasına ragmen tüm yol inceledim. Aynı yerde indik. Azcık cesaretim olsa takip ederdim ama tabiki kendi yoluma doğru gittim. Of ulen ne yakışıklıydı be.
Geceyse yolculuk, otobüsün camlarındaki perdeyi üzerime çeker, içerideki ışıkların( tv, telefon vs. ) dışarıya yansımasına engel olup, zifiri karanlıktaki dışarıyı izlerim. Ve şiddetle tavsiye ederim bu eylemi.