ipek ongun un 'bir genç kızın gizli defteri' adlı kitabıydı.
çok etkilenmiştim kitaptan. hatta yazar hanımla görüşmek için mektuplar falan yazmıştım yollamıştım. kitapta ki karakterler hakkında onunla sohbet etmek istemiştim. istediğim olamayınca da çok ağlamıştım üzülmüştüm.
şimdi o kitabı buldum üzerine de bir sürü not almışım.
ilk kitabı elime aldığında çok heyecanliydim. Hocam bir yaşlı adamın denizde kılıç balığı ile mücadelesini anlatıyor demişti. Kitabın sayfalarını karıştırırken sanki o anı yaşıyormusum hissiyatı oldu içimde. Ne güzel aniydi ya. Hep dusunup tebessüm ederim...
Lise yıllarında tam anlamıyla "kitap" okumaya başlamıştım. Düşüncelerine fazlasıyla önem verdiğim edebiyat öğretmenim, düşüncelerimi geliştirmek amacıyla deneme okumamı önermişti. Bu Öneriden sonra gaza gelip, montaigne'nin "denemeler" kitabını okumuya karar vermiş ve kitabın sonunda beynimin bittiğini hissetmiştim. Şimdilerde ise okuduğum kitaplar sonucunda, çokça kitap önerisinde bulunuyorum. Kitap önermemi isteyen kişilere ise, deneme okumaları gerektiğini söylüyorum.
Okuma alışkanlığı edinmek adına, deneme okumak ciddi manada yarar sağlıyor.
Okuyun, okutturun efenim.
"Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü, her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır."
-montaigne
ilkokulda sevdiğim kızın Açlık adlı kitabı hediye etmesiydi. Kitap bitene kadar bende acıktım durdum ama o kızın hatırı için sonuna kadar okudum. Sonra kitap bağımlısı oldum. Hayatımdan 12 sene çaldı ama bana yüzlerce kitap okuma fırsatı sağladı. Bu güzel alışkanlığı bana kazandırdığını farkettiğim için artık ona kızmıyorum.