istemediğim bir yere gitmek.
Duyar kasanlar.
Filmde feminizm görmek.
erken kalkmak güzel uykuyu bölmek ölmüşte tekrar diriltilmiş gibi olmak.
kabak tadı veren şeylerin tekrar edilmesi.
türkiyede tekrarlanan sözler cümleler.
Sensörlü lamba, Sensörlü sabunluk, sensörlü peçetelik, sensörlü el kurutucusu.
Bir tek sensörlü pisuara karşı değilim.
Bu durum muvacehesinde meseleyi ele alalım, sensörlü sabun verici, ki genelde köpük verir, fındık kadar veriyor, ya ben seninle 5 dakika boyunca al-ver yapmak zorunda mıyım? Bol sabun, yeterli su en güzel denklemdir.
Hele şu peçete olmayan mekanda el kurutucu oluyor ya, of ya, cinnet sebebi, yav kardeşim peçete yerini tutmaz işte, bizi neden 7 dakika bunun önüne hapsediyorsunuz? Kuyaföre mi geldik? Vuuu vuuu, itici ve yüksek bir ses üstelik. Stres oluyor insan.
Oje süren cenabet eğitimcilere sessiz mi kalacağız gibi bir cümleyi sarf edip,
her şeyi din ile bağdaştıran, yaftalayan, rol biçen, ayıplayan, ötekileştiren, yalnızca siyah ve beyazdan ibaret bir yaşam tarzını mübah gören, ahlak denen kavramı kendi tekeli altına alan zihniyetten gerçekten nefret ediyorum.
Sizin gibi olmayanları acımasızca eleştirmek;
onlara, onlar gibi olmayan sizleri tıpkı sizin yaptığınız gibi acımasızca eleştirme hakkı vermez mi,
Hiç düşündünüz mü kuzum?
pis ve dağınık olmak. öyle bi evde duramıyorum sinir katsayılarım yükseliyor. insan nasıl pisliğin içinde yaşayabilir, nasıl rahatsız olmaz anlamıyorum.
Baş ağrısı, mide bulantısı, yalancılar, sözünde durmayanlanlar, her şeye bir bahanr bulanlar, hiçbir şeyi beğenmeyenler,hep ben diyenler, kendi her yaptığını doğru bulanlar, sözlükte artı oy almak için kasanlar, kalabalık mekanlar, hız yapmak, mide bulantısı, bazı insanlar, bazı kokular, buruşuk perde, mavinin bazı tonları, yeşiln bazı tonları, koyu her renk, kendinin kullanıldığının farkında olmayan embesiller, kendini bilinçli kullandıran gerzekler,babam, sıcak hava, seramik fırınını açtığımda sırın plakaya akmış olması, şehirden uzak yerler, vıjj vıjj diye ses çıkaran sanayii aletleri, ölüm.