hatırlıyorum, herkes sınıfta yerlerine oturmuş hocanın gelmesini beklerken ben girmiştim sınıfa, zaten kimse birbirini tanımıyor etrafa bakıyor, ben girince bütün gözler bana döndü. o an tek istediğim şey arkalarda bana da bir yer olmasıydı. kimseyle göz teması kurmadan yavaşça ilerledim arka sıralara doğru, şanslı günümdeydim bana da yer vardı sınıfta. normalde 30 kişilik sınıfa 30 tane sıra olması gerekirken 1 tane eksikti. boş olan o tek sıraya oturdum. çok geçmeden biri "kalk orası benim yerim" dedi.
daha ilk günden nelerle karşılaşıyoruz dedim içimden ve hoca gelene kadar ayakta beklemek zorunda kaldım.
Hatırladıkça bir garip oluyorum hala o günü.ilk lisemde üst sınıflara bakmak için arkadaşlarla yarıştığımızı,yeni sınıf arkadaşlarını ayrı ayrı süzdüğümü falan hatırlıyorum.ikinci lisemde ise acaba benim hakkımda ne düşünürler gibi saçma bir korku vardı içimde. Eee tabi herkesin birbirini tanıdığı bir ortama sonradan dahil olmak zor bir durum.
Kantinin önünde bekleyen bir kızın benden haraç kesmesiyle başlayan bir gündür. Şişli endüstri meslek lisesi işte amınakoyim, ne beklersin. Erkeği bi acayip kızı dahada acayip.
istemediğim bi okula gitmenin acısıyla lanet yerin kişileriyle tanışıyordum herhalde.
bir de gidip okulun en gerizekalı kızıyla tanışmıştım. iyi birine benziyordu ilk zamanlar tabi.
hayatımın en mal olan günüdür amk. gittim, oturdum, oturdum, oturdum... sonra o servisteki gulyabani kılıklı insanlarla eve geri geldim. bir bu bir de üniversitenin ilk günü hayatımın en mal günlerinde ilk üçtedir amk.
daha geçen seneymiş gibi hatırlıyorum çünkü geçen yıldı. sınfıtakilerin çoğunu tanıyordum dershaneden vs zor olmamıştı sadece öğretmenler adımı yanlış telafuz ediyorlardı öyle.