Nasıl kurulduğu bilinmeyen saçma bir ortam içerisindeyiz. En yakın iki arkadaşım ve hiç tanımadığım bir arkadaş ile kafeye oturmuş hayatın gidişatına dair hiçbir anlam ifade etmeyen, manasız bir sohbet içerisindeyiz.
Birisi çıkıverdi aradan:
- düşünsene sevgilinin adı Remziye
* ehjahajah
Diğer arkadaşım da ortaya attı bir isim:
- Naciye de fena değil, sidikli Naciye.
*rusjajjhaha
Baktım ortam canlanıyor, ben de giriverdim araya:
- abi hepsi kabul de Hacer olduğunu düşünsenize, Hacer ne ya hahahaha
Ortam bir anda buz kesti, herkesin yüzü kızardı. Anlam veremedim.
Hemen konuyu değiştirdi arkadaşlardan biri.
Kafeden çıktıktan sonra öğrendim ki o samimi olmadığım arkadaşın annesinin ismi hacer'miş.
ağız alışkanlığımdır, bir çocuk broşür bile dağıtsa "sağol canım ayağına sağlık" derim. aksak bi' adamcağız var, yıllardır tanırım, ufak bir alışverişimiz vardı, giderken gayriihtiyari "ayağına sağlık" dedim, dedim de demez olaydım söyledikten 1 salise sonra inanılmaz mahcup oldum.
30 yaşına geldik hala hıyarlık yapıyoruz ya, sokucam.
Bilenler bilir, Malatya’da hediye kayısı tabağı yaptırma geleneği var. Ben de oğlumun kindergarten’daki öğretmenlerine en büyüğünden bi tepsi kayısı yaptırmışım, içinde gün kurusu kayısılar, güllü lokumlar, cezerye, muska, ne ararsan var, bildiğin tablo gibi, bırak yemeyi bakmaya kıyamazsın.
Bir yandan da malın reklamını yapıyorum. it’s specially gift from turkey, it’s fruit drys, apricots with wallnuts, very delicious, bla bla bla.
Ben bekliyorum ki ağızları düşsün, elin almanı gün kurusu kayısıyı ömründe mi görmüş amk!
öğretmenler odası bildiğin buz kesti ya la! Ölmüşlerine göçmüşlerine sövsem anca bu kadar surat asarlar!
Oğlanın öğretmenine dürtükledim, mrs. Müller what happened le! Az bi de hele dedim!
Karı bir güldü bir güldü. Gift is poison in deutsch dedi. O dakka Prusya sarayına padişahın izzet-ü ikramını arz eden Osmanlı elçisi gibi hemen tepsiden bi kayısı kapıp attım ağzıma baktım ki bunların bir kaygıları var içlerine ısınsın, gift zehir demekmiş çünkü nerden bilem.