El yıkama sıklığımı attırdım.
Çalıştığım şirket sağ olsun, Nisan ayına kadar evden çalışacağım. Tüm toplantılarımı iptal ettim.
Eve gelince montumu havalandırıyorum, kıyafetlerimi yıkıyorum.
Evi havalandırıyorum günde 2 defa.
Burnuma deniz suyu sıkıyorum günde 1-2 defa.
Beslenmeme dikkat etmeye çalışıyorum, bol su içiyorum.
Kalabalık yerlere mümkün olduğunca girmiyorum.
Özetle, panik yapacağıma, kendimce önlemler almaya çalışıyorum.
Ilmihali açın teharet kısmını okuyun.
TeharetiniZi güzel aldıktan sonra, gunde 5 kez abdestinizi alin. Abdest almışken iki rekat namaz’da kılın.
Evinizi, çevrenizi temiz tutun.
Panik yapmayın. Ecel gelince bu cana baş ağrısı bahane...
Aldığım ilk önlem;
Halk arasında yayılan "sadece yaşlılar ölüyor, korkmayın gençlere bir şey olmuyor" tarzı virüsü hafife alan söylemlere kulak asmaksızın bu virüsü asla ama asla hafife almamak ve bu doğrultuda gerekirse iş harici sosyalleşmeyi bir süreliğine askıya almak.
Çin, bu virüsün daha da fazla yayılmasını engellemek için çok katı bir karantina uygulamasına, diğer yandan italya'da günlük yaşam resmen durmasına rağmen, öncelikle vakaların, sonrasında ölen insanların sayısına baktığımızda, bunun yanına bir de oluşan kaos, ekonomik zorluklar, artan fiyatlar ve insanların karantina nedeniyle yaşadıkları psikolojik sorunları eklediğimizde, öncelikle yetkililere sonra da bireysel olarak bizlere çok ciddi sorumluluklar düştüğü kanaatindeyim.
Bana göre geçen gün açıklanan vaka ülkemizdeki ilk değil, tespit edilen ilk vakaydı ve buna rağmen bazı marketlere hücum edilmesi, kolonya kuyrukları oluşması hatta ortada kolonyayla iPhone takası yapılır gibi geyikler dönmesi ve bu doğrultuda bazı ürünlerin fiyatlarının ne yazık ki bir anda uçuşa geçmesi gibi etik olmayan ve buram buram fırsatçılık kokan bazı olaylara hep birlikte şahit olduk, belki de ortada henüz çok ciddi bir durum olmamasına rağmen..
Dolayısıyla, bu süreci ne kadar rahat atlatmak istiyorsak, bu rahatlığın tam aksine birey olarak o denli katı tedbirler almalı ve hijyeni üst seviyeye çıkarmalı, maske ve eldiven takan, temastan çekinen, tokalaşmayan insanlara saygı göstermeli, bu davranışları yadırgamadan aynı şekilde bizler de sergilemeliyiz.
Sarilmayi gec, tokalasmiyorum bile. Gunde en az 15 kez elimi yikiyorum. Her gun birer tame sambunex ve pharmaton cakiyorum. Toplu tasima kullanmiyorum, kalabalik yerlere kesinlikle gitmiyorum. Buna ragmen korona kapacaksam kapayim aq.
Valla koronavirüse önlemi bilmem de , maske ve ameliyat eldiveni ile dolaşınca şu meşhur : ''abi bişey sorabilirmiyim'', ''allah rızası için abiyy'' dilencileri yanınıza bile gelmiyor. Dün denedim , metroya 100 metre kala yüzümdeki maskeye ek olarak birde ameliyat eldiveni taktım , tam o civarlardaki dilencinin bana bakışı vardı ki , 1000 lira versem bile almayacak durumdaydı.
Ellerimi sık sık 30 saniye süreyle sabunla ovalayarak yıkıyorum. Kalabalık yerlerden uzak duruyorum, sarılma ve tokalaşma gibi tensel temaslara bir süre izin vermeyeceğim. Çay, kahve, yemek aksiyonlarımı bir müddet dış mekanlarda gerçekleştirmeyeceğim. Eğer hapşırma ve ateş gibi belirtiler gösterirsem maske kullanmaya başlayacağım.
Virüs hava ile bulaşmıyor. Tensel temas ve sıvı ile bulaşıyor. O yüzden ellerinizi ağzınıza ve gözünüze asla götürmeyin.
Bu ortamda işe ve okula gidip gelen vatandaşlar olarak, ağımıza maske takarak değil, g.tümüze nükleer filtre soksak yine bir işe yaramaz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1990556/+