hayatın cilvesinin, sürprizlerle dolu hayatın dile gelerek " aa yeter artık bu kadar şans verildiği kullanamadın bitti" diye demesinden korkuyorum açıkçası. bilmiyorum. allah'a tevekkül edilmesi gerektiğinin bilincinde olarak bunları söylerken, şımarıklık mı yapıyorum diye de çekiniyorum aslında. halen, " daha önce sahip olmadığın bir şeye sahip olmak istiyorsan, daha önce yapmadığın bir şeyi yapmalısın" olayında ki harekete eyleme tam olarak geçebilmiş değilim. tek bir şey var mesela. ailem şu ana kadar sırt çevirmedi bana çok şükür. sabrın anahtarını bana veriyorlar maşallah. mücadele ediyorum, etmiyor değilim ama her bir varışta geriye dönüp bakıyorum ne yazık ki. misal olarak o varıştan sonra geride bıraktığım halatları çekiyorum sanki. çektikçe de ilerisi görünmüyor. görünmesi için " allahım ne olur beni terk etme, sen terk edersen halim harap" diye dua etmeye çalışıyorum. içimdekiler böyle böyle dökülüyor. keşke iyice daha iyi bir dökülse de, sadece bana yarayanları toplayabilsem.
Babama benzemek. Yani yalancı, acımasız ve korkak bir insan olmak. Ve ileride kötü bir baba olmak. Bunlar dışında fark ettiğim hiçbir korkum ya da fobim yok.
yükseklik. ileri seviyede. üçüncü kattan yüksek bir yere balkonda ayakta duramam, oturarak çıkarım. o derece korkuyorum. başka herhangi bir şeyden korku duymadım ama çok tuhaf. çocukluktan kalma bir anı yüzünden olduğunu söylemişti doktor.