hayatın cilvesinin, sürprizlerle dolu hayatın dile gelerek " aa yeter artık bu kadar şans verildiği kullanamadın bitti" diye demesinden korkuyorum açıkçası. bilmiyorum. allah'a tevekkül edilmesi gerektiğinin bilincinde olarak bunları söylerken, şımarıklık mı yapıyorum diye de çekiniyorum aslında. halen, " daha önce sahip olmadığın bir şeye sahip olmak istiyorsan, daha önce yapmadığın bir şeyi yapmalısın" olayında ki harekete eyleme tam olarak geçebilmiş değilim. tek bir şey var mesela. ailem şu ana kadar sırt çevirmedi bana çok şükür. sabrın anahtarını bana veriyorlar maşallah. mücadele ediyorum, etmiyor değilim ama her bir varışta geriye dönüp bakıyorum ne yazık ki. misal olarak o varıştan sonra geride bıraktığım halatları çekiyorum sanki. çektikçe de ilerisi görünmüyor. görünmesi için " allahım ne olur beni terk etme, sen terk edersen halim harap" diye dua etmeye çalışıyorum. içimdekiler böyle böyle dökülüyor. keşke iyice daha iyi bir dökülse de, sadece bana yarayanları toplayabilsem.
Üstüme işenmesi. Bu yüzden uçan her şeyden korkuyorum çünkü uçan şeyler uçarak işeyebilir. Superman sana yazıyor deseler ne olur ne olmaz yüz vermem.
Bir ünlü ile aynı ortama düşmek. Düşmüşlüğüm oluyordu. Geriliyorum ya. O beni acaba tanımadı mı neden bulaşmadı diye düşünüyor, ben şimdi kendini bir halt sanmasın diyip görmezlikten geliyorum, bir gerilim oluşuyor.
Bir sabah uyanınca hareket edemediğini anlamak. Hareket edememek. Konuşamamak. Anlamak ama anladığını belli edememek.
Uyanınca başında bir adamın sana baktığını görmek ve ağzını şak diye kapatması. Çok film izliyorum. Düşünsene 8 saat uyan diye öylece başında bekliyor ve gözünü açtığın kapatıyor ağzını. Manyak.
dikiş izi. Hem kaşım hem yanağım öyle izlere sahip, bakınca sürekli geçmişe gidiyorsun. Hoş değil. Böyle anıların çoğalma hissi beni korkutuyor. Anılar geçmişte kalmalı ve sürekli kendini hatırlatmamalı. Aynaya bakarken neden geçmişe gidelim? Insanı korkutuyor.
Sevdiğin insanın çekip gitmesi. Gitmesi çok büyük sorun değil, izlemesi sorun. O yüzden vedalaşma mantığım gelişmemiştir.
Tokat attığın ve çok sevdiğin insanın ölmesi ve yaşanan pişmanlık süreci. Behzat ç travması. Kimseye dokunmuyorum. ölür falan.
Birinin arkamdan yakalayıp kemerle boğması. Dediğim gibi çok film izliyorum.
300 kiloluk birinin altında kalmak. Konu Altında ne yaptığım değil. Basınç korkum var ve bu şekilde canlandı beynimde.
Dilimin kopması. Çocukken görmüştüm, hâlâ korkarım.
Birinin saçımdan tutup eski bir evin içine çekmesi. Ara ara kabus olarak görür ve çığlık atarak uyanırım.
Korkularımdan 893 sayfa kitap yazabilirim aslında. Korkunun kendisinden ayrıca korkuyorum. O da var.