sürekli dünyanın el değmemiş yerlerini düşünüyorum. kendimi yeşil ve mavinin en derinlerinde, bazense suyun üzerinde güneş ışığıyla dans ederken hayal ediyorum. bu mix'in değişik havası var. gizemli, büyülü, saklı mekanların, diyarların marşı gibi bir şey. hani aztek ve mayaların olduğu yerlerde hem insan yapımı yapıların hem de doğal yapıların iç içe geçtiği, oldukça zengin yerleşim bölgeleri var ya... onca yapıya rağmen doğasını koruyabildikleri, egzotik kuşların, şelalelerin arasından fişek gibi geçtiği, başı sonu belli olmayan ağaçların arasından sızan gün ışığının elmas gibi dokunduğu bir yer... ah ulan ah, o zamanlar da yaşamak vardı. atlantis gibi bir şey işte.
dün radyoda (metro fm) dinleyip oldukça beğendiğim ve kimin parçası olduğunu merak ettiğim, bugün de güzel bir tesadüfle power tv'de klibine denk geldiğim aşağıdaki parçadır: