kocaman bir sıçanı evcilleştirmek. farelere fısıldayan kız diye ünlü olabilirmişim çocukken.
hayvanları çok sevmek sözünü biraz yanlış anlamışım, meğer hepsi sevilmemeliymiş. sonra durumu gören bir büyüğüm inşaat küreğiyle ezmişti hayvancağızı tam biz elimizdeki dalı çekiştirirkene. ne ağlamıştım anlatamam.
Lisede futbol turnuvasındayız son penaltıyı atacağım. Solağım sağ ayakla vuracak gibi gerildim birileri farketti arkadan sen solak değil misin diye sesleniyor karışmayın bende bende dedim ve sağ ayakla vurdum. Çok yavaş bir vuruşla kalecinin üstüne attım. Sonra Dönüp Solaklar penaltı atamaz ki deyip gülmüştüm buna Gülmek de bi başarı bence.
Not: O sene Robben şampiyonlar ligi finalinde penaltı kaçırmıştı
- koma,
hafıza kaybı, ameliyatlar sonrası hayata tutunabilmek,
- Hacettepe
üniversitesinde ve yurtdışında burslu okuyup bitirebilmek,
- burslarımdan arttırıp aileme yardım edebilmek,
- üniversitede bölüm konserinde solistlerden biri olmak,
- fransada okurken bir tiyatroda gönüllü olup oyuna katılmak,
- fransızca ve ingilizceyi iyi bilmek,
ve en güzeli bunlara şükredebilmek.
hiç unutmam, günlerden bir gün quizup'ta ''best in music theory in turkey'' olmuştum ben. hayattaki bu tek başarıma durup durup bakar ve mutlu olurdum ta ki profilinde ''bu küçük yaşımda neredeyse bi virtüözüm:)))'' yazan mütevazi mi mütevazi bir kız gelip de beni geçene kadar. ben de kendisine ''ya zaten bilmem nede 1.sin bu ne hırs ya bırak da başkaları sevinsin'' şeklinde gayet anti-çirkef bir havayla geri bildirimde bulunmuştum ki, bu da hayattaki 2. başarım sanırım.