yüzlercedir. ancak tanımamazlıktan geliyorum yoksa şımarıyorlar *
millet çığlık falan atıyor yanlarına koşuyor. adam/kadın memnun değil işte suratı asılıyor sen koşunca fotoğraf falan isteyince. bunu anlayamadım bir türlü neden yaparlar belli ki onlarda özel yaşamlarında huzur istiyorlar. bir tek cem yılmazı gördüğüm zaman farklı hissediyorum o da semtin adamı olduğundan *
havalimanındayım bira içiyorum pufta. Baktım karşıdan Kutsi geliyor. Doktorlar diZisi revaşta o zaman. “Steteskobun nerde hehe “ diye seslendim. Ters ters bakıp geçti yanımdan.
tunalı'da karşılaşmıştık. Az da olsa sohbet ettik. Yine babacan tavırlar, yine tane tane konuşmalar. Ve yine kafasının içinde filler ayıplı şeyler yapıyor gibiydi sanki.
benim için tüm zamanların rekoru robert plant ile karşılaşmamdır. 23 yaşındaydım ve 30 saniyelik konuşmamızın 27 saniyesi beni sakinleştirmek için uğraşmıştı adamcağız.
abi bir insan 3 kere fatih ürek ile karşılaşır mı? hayır neyimiz ortak bu kadar? korkuyorum ya bu sorunun cevabından.
ilki atatürk havalimanında, üstünüze afiyet tuvaletteyim iç hatlar gidişte, çok savunmasız bir pozisyondayım... her türlü provokasyona açık... neyse zorlu parkuru tamamlayıp dışarı çıktım bi baktım fatih ürek, yanyana el yıkıyoruz. ne dicen şimdi? fatih bey merhaba, nasıldım sizce? ya da nasıl geçti abi hakkını verdin mi falan?... buruk bir selamlaşma ile vedalaştık. meğer bu son vedamız değilmiş.
ikincisi bodrumda bu zat-ı şahanenin posh diye bir mekanı var, oraya götümüz ve cüzdanımız yemediği için yakınlarındaki irish pub a sığındık. efendi gibi takılırken mekan kurşunlandı! lan kurşunladı manyağın biri irish pub'ı... ingilterenin iç meselelerinin ortasındayım..! son derece tarafsız bir siyasi tutum takınarak, orada korumalar var diye bütün mekan apar topar posh'a kaçtık. orada ikinci kere karşılaştık yanımıza geldi, noluyor burda diye hesap sordu. beni tanımadı... üzüldüm. veda bile etmeden gitti. ip... neyse.
tam aramıza artık bir mesafe koyduk muhatap olmayız artık derken, bu sefer de çalıştığım, ekmek yediğim şirket toplantımda buldu beni. sahneye çıkacak akşam, barda takılıyor aynı oteldeyiz biz de aşağı indim. baktım otelin barında 300 çalışanla resim çektiriyor.. bu sefer de ben yüz vermedim. bekledim o gelsin, gelmedi...