sabah 7:30 da metrobüs beklerken ki an. olm gidip de pahalı aktivitelere katılmayın gelin sabah sizi metrobüse bindireyim. üstelik sadece 1 lira 95 kuruş.
arada sırada stres atmak için yastıkla dövüşüyorum. evet, yastık o an kafamda canlandırdığım hayali bir düşman oluyor. yastıklan kavga ederken büyük bir heycan yaşıyorum ve kalbim pır pır çarpıyor. o an onun bir yastık olduğunu unutuyor ve heycandan ne yapacağımı şaşırıyorum. ona kah raconlar kesiyor kah bağrıma basıp okşuyorum. işin asıl heycanlı kısmı ise yakalanma duygusu. o an yakalanmış olmanın verdiği utançlık kalbimin sikilmiş bıldırcın misali atmasına sebep oluyor. evet.. ilk sevgilimde beni bu yüzden terketmişdi. ardından bu hobimi sosyal medyada yayması üzerine tüm camia önündeki karizmam sıfıra inmiş oldu. tabi o günden sonra bir sevgilim dahi olmadı. 2 yıl sonrasında bir kum torbası alıp sevgilime uygun bir üslupla mesaj yolladım. böylece sorunun giderilmesini umuyordum. mesajı 7 ay önce göndermeme rağmen sevgilim geri dönüş yapmadı. sanıyorum mesajı daha görmedi. lafın kısası her gelen mesajı ondan geliyor sanıp büyük bir hezeyana kapılıyorum. fakat gelen mesaj genelliklen belediye başkanından veya indirim kuponlarından gelmiş oluyor.
evet kalbim yine pır pır çarpıyor.
gelen kutusunda yeni bir ileti parlıyor
tam umutlanıp bakıyorum.
başkan yarınki konuşmaya çağırıyor.