ağlamadan önceki boğazdaki o acılı sızlayışı sürekli hisseder gibiyim... hala büyüyorum. ama hala aynı bastığım kaldırım ve hala aynı adımlarım. etrafımdaki tüm insanlar yoldan saparsam gerçek hayatın dışına çıkıp bitip tükeneceğimden hem fikir. biraz daha çalışmazsam kaldırım mezarım bedenim ömrüm boyunca taşımak zorunda olduğum ceset torbam olacak gibi. her gün aynı yastığa farklı olduğu iddia edilen yeni bir güne uyanmak üzere dualarla yatıyorum. saatler sürekli çalışıyor. ama insanlar ve birbirlerini kaldırımdan sürekli itmeleri hiç değişmiyor. hayallerimin olmaması ve sadece evli mutlu çocuklu olmak beni en büyük korkutan ilk şey... ikincisi ise bir gün unutulmak... buda en büyük bencilliğim sanırım... bu kadar adımlarıma odaklanmak dengemi bozmaz mı sözlük. haliyle delirdim. delirdimde dışarda görseniz sokakta kaldırımda önüne bakıp hızlı hızlı yürüyen o mutlu insanım.
Bitter çikolatam ve sütüm yanımda, sevmekle sevilmenin nadir denk geldiği anlardan birini yakalamışım, uzatmışım ayaklarımı...
Amaaan yansın dünya değmeyin keyfime..