Üç hafta sözlükle ilgilenmedim, bir şeyler yazıp çıktım.
Üç haftanın sonunda bu kadar saçma sapan on ikinci nesil yazar görebileceğimi tahmin etmiyordum.
Eskiler nereye gitti, o trolleri bile özleyeceğimi düşünmüyordum.
insanların nankörlüğü, sadakatsizliği.
Herkesin hep haklı olması.
Çıkarlar doğrultusunda her türlü yalanın gamsızlıkla harmanlanması.
Üniversite yönetmelikleri.
Okuma becerisi iyi projeksiyon cihazına bağlı hocalar.
tuvalet kağıtlarıdır. daha doğrusu ağaçların tuvalet kağıdına dönüştürülmesidir. bir canlıyı, hem de iyilikten başka bir sey gormedigimiz bir canliyi bu ugurda harcamamiza isyan ediyorum. yasamamiz icin gerekli havayi saglar, temizler; yetmez meyve verir, besler; güneşten korur, golgesinde uzaniriz; zamaninda insana, şimdi kuşa, sincaba ev olmuş bi canlı bu ağaçlar. kesiliyor ev yapılıyor, eşya yapılıyor, kağıt yapılıyor. ama tuvalet kağıdı da yapılmasın. en azından bu yapılmasın. bi canlı bi yerlerimizi silecegiz diye bu hallere getirilmesin artik. yukarida saydigim her sey baska maddelerden de yapilabilir. ve tuvalet kagidi meselesi de taharetle cozulebilir. hem temiz hem ferah. bundan boyle doga icin en azindan bunu yapalim ve kisa sureli taharetlenelim. son olarak halil cibran demis ki : '' Ağaçlar yeryüzünün
gökkubbeye yazdığı şiirlerdir.
Ama biz onları devirir ve
boşluğumuzu kaydedebilmek için
kağıda dönüştürürüz. ''.
Deniz, hava, kara harp okullarında hangi sınıfta olursa olsun şu an okumakta olan öğrencilerin okulla ilişkilerinin kesilmesi.
Açıklama ise "tabiki hepsinin fetö ile alakası yok ama bu saatten sonra kim fetöcü kim değil ayıklamak zor olur".
Yazık o yavrulara. Gerçekten emek veren, çalışan, hayalleri olan yavrulara. Belki bu yıl mezun olacak olanlara. Şimdi bu çocuklar ne yapacak? Yeniden sınava hazırlansalar kaybedilmiş yıllarını kim geri verecek. Onların suçu ne bizden sonra doğmuş olmaları mı? Gerçekten emek vermeleri mi? Ne onların suçları biri söylesin bana. Yüreğim acıdı.