Aşkale posta müdürünün kızı selma. Saçları Mısır püskülü gibi sapsarıydı..
Bazı teneffüslerde okula yakın bizim eve el ele koşar annemin verdiği salçalı ekmek dilimini kaptığımız gibi okula geri koşardık.
Yazın sonlarına doğru babasının tayinin Oltu ya çıktığını öğrenince çok üzülmüştüm. Anneme saf dille Oltu uzak mı diye sormuştum. Haritada uzak gelmişti. Ertesi yıl da benim babamın tayini Edirne süloğlu na çıktı.
Ceren, sınıfın en güzel kızıydı. 1. Ci sınıftayız ilkokul. 3 e kadar beraber okuduk. Ve eminim beraber buyuseydik platonik kalmazdı. Ozmanlar bile platonik sayılmazdı. Şimdi faceten görüyorum bazen, güzel kızdı be.
O zamanlar çok tatliydi sonradan öğrendim ki diğer kızlarda ona platonik asikmis ama geçen sene bi gördüm evrim bu olsa gerek şok oldum ayrıca çocuk arkadaşımın 7 yıllık sevgilisiymis onu da sonradan öğrendim.
Berk, ahmet, fehmi, talha, furkan... Daha sayayım mı? Şaka şaka, ben o ibne berk'i çok sevdim be reis. Yüzünde yanık izleri vardı, gözlüklüydü... onları da severdim. surete tapmadım hiçbir zaman.
hangi birini sayayım amk? öyle bi şıpsevdiydim ki her hafta başka bi kıza tutuluyordum. o zamanlara ait günlüklerime göz attığımda şöyle tuhaf cümleler çıkıyor karşıma:
"bugün ayşe'yle kavga ettik. sanırım artık onu sevmiyorum. evet evet ben beyza'yı seviyorum. zaten o da geçen gün bana kalemtıraşını ödünç vermişti, sanırım o da beni seviyor."
bu ne amk?
neyse hatırladıklarımı sayayım bari;
banu, ayşegül (bu ikisi baya uzun sürmüştü)
duygu, meltem, gamze, beyza ...
antoloji gibi maşallah.