orta ikinci sinifa gidiyordum. yazligimizin bir sokak asagisinda oturan sevgi diye bir hatun vardi, o da bir yas buyuktu benden. boyu benden biraz uzun, sari sacli, renkli gozlu idi. aksamlari limana gider, bira falan icerdik cevredeki cocuklarla, o da gelirdi.
biz bunla az cok yakinlasmaya baslamistik muhabbet ederken, bebelik yani aklina da oyle seyler gelmiyor o zaman, geliyor da hep agizda. yok onu oyle yaparim yok bunu boyle yaparim. ıcraata gelince olay sifir tecrube. yayla sahilinde kucuk ve buyuk liman olmak uzere 2 tane liman bulunur, gidenler bilir. kucuk limanin ucunda arkadaslarla otururken, muhabbet ederken her ne olduysa hatirlamiyorum biz bir ara yalniz kaldik. ılk opusmem limanda oldu anlayacaginiz.
sonra boku cikti zaten; denizde mayo cikarmalar, aksam denize ciplak girmeler...
üniversite 2. sınıftaydım. odamda öpüşmüştüm kızla ilk.
o zaman ben salağım ama kız cin. kendini o güne hazırlamış göğüs dekolteli falan giyinmiş.
sırtım ağrıdı bahanesiyle uzandı yatağıma. ben de sıkıldım diye çöktüm yanına. kafayı yaslama, boynunu öpme derken yapıştık birbirimize. direk fransız öpücüğüyle karşılık verdi. ben şok olmuştum.
öpüşünce hemen sonrasında aşkım demeye başlamıştım, gülmüştü. neye güldüğünü anlamamıştım önce. şimdi görüyorum ki salaklığıma gülüyormuş *
sene 1998, ilk görüşte aşk derler ya işte öyle oldu bizimki...ne demişler, kavuşursan sevda olur kavuşamazsan kara sevda...ruhumun bir yanı hep ona ait, sonsuza kadar da değişmeyecek...
ben dondurma yemem, sebebi ise; ilk buluştuğumuz akşamdı, canlı müzik yapan güzel bir yerde alkol almadan eğlenmiştik zaten yaşımız alkol almaya da müsait değildi...o 15 ben 16...mekandan çıktık, çikolatalı dondurma istedi, aldım elbet...eve doğru yürümeye başladık, sokak köpeklerinin az olduğu dar bir yerden geçerken birden öptü beni...ağzımda "çikolatalı dondurma tadı"...ben dondurma yemem...