Tabi siz gençler bilmezsiniz kalabalık sınıfları.. ilk sıra arkadaşlarım 3 taneydi. Tek sıraya 4 kişi oturmuştuk. Şimdi ne simalarını hatırlıyorum ne başka bir şeylerini.
selin di hatta ne güzel kızdı bi ara hoşlanıyorum bile sandım diyebilirim çocuk aklı kız şimdi galiba beslenme ve diyatetik okuyo malum zenginlikleri birlikte geçirdiğimiz zamanların bitmesine sebep oldu birde onun seven biri vardı sınıfta hatırlarım gitti diye çocuk ağlamıştı bir tek ben biliyorum galiba bunu sözlük belki banada bir tesellidir bu. *
Birinci siniftayken sirada el ele tutusturmuslardi biriyle adi ibrahimdi sanirim. Zaten 2. Yil baska okula gecis yapmistim daha da hatirlamam kimseleri.
deniz'di. ayrıca ilk aşkımdı. kokulu silgisini sevdiğim.
1 ay sonra başka okula gitti. daha göremedim kendisini. aradım ama bulamadım. daha o zamandan başlamış aşkın acısı bee.
olur ya bunu görürsen eğer 1/c'den ali'yi unutmamışsındır umarım.
aynı mahallede oturuyorduk . tek katlı şirin, bahçeli bir evleri vardı. okulda, sokakta heryerde beraberdik. yapışık gibi yaşardık. gülşah bitlenir, ben bitlenirdim. bitimiz bile ortaktı. bahçelerindeki meyve ağaçlarına tırmanır, türlü yaramazlıklar yapardık. ilk sigara içme girişimimi evlerinin arkasındaki kömürlükte denemiştim. ortaokula da beraber gittik. sonra biz ankara' ya taşınınca diyalogumuz azaldı. şimdi iki çocuğu ve eşiyle gebze' de yaşıyormuş.
bak şimdi çocukluğumu özlediğimi farkettim. gözlerim doldu. zalımlar açmayın şöyle başlıklar.
Berfin
ilk 1 hafta öğretmenimiz gelmemişti. bu bir hafta tam bir keşmekeşti. bu bir haftada bütün çocuklar okulun içinde aileleri yanlarında geçirdik. tuhaf bir zaman dilimiydi. ben 2 yıllık kreş tecrübesinin de etkisiyle anneme ''anne git ne olursun beni rezil ettin herkese!'' derken girmişti sınıfa. genç bir kadın sağıma oturuttu. ''bak bu çantada su var, sandviç var. acıkırsan yersin teyzeciğim. şimdi ben gidiyorum birazdan annem gelir, sonra da ben seni çıkışta alırım.'' diyip koşa koşa çıkmıştı. Berfin de o simsiyah gözleriyle teyzesine bakıp geri eğmişti kafasını.
o kadar sessiz, o kadar sakindi ki canlı olduğuna inanamamıştım. Bir kaç gün izlemekle yetindim sadece. Ama içime de onun cansız mankenlerden olması gibi bir kuşku düştü. evet her gün ya teyze ya anneanne bırakıyor, çıkışta da alıyorlardı ama o ne kafasını kaldırıyor ne de konuşuyor. ben papağan gibi kreşten öğrendiğim türlü türlü şiirleri, şarkıları söylerken o kafası önünde mum gibi oturuyordu. bir süre sonra canıma tak etti onun bu sakinliği. gittim ve o kısa küt kesilmiş saçından bir tutamı çektim! bir anda ''heeeey! o benim saçım!'' diye bir ses çıktı. yemin ediyorum ilk düşündüğüm şey ''Canlıymış!'' oldu. zaten bunu da içimde tutamayıp bağırırcasına söylemiştim. o simsiyah gözleriyle bana bakıp tekrar indirdi kafasını.
böyle tanıştık onunla. her gün ön sırasına geçip vır vır ederek açmaya çalıştım dilini. adını güç bela öğrendim. sonra okuma bayramı vakti geldi. öğretmen kısa boylulardan 7 kişi seçti. birisi ve ilki bendim. cüceler seçildi sıra prensese geldi. öğretmen ''Berfin, gel sende pamuk prenses ol'' dediğinde inanılmaz sevinmiştim. artık hem arkadaşı hem de cücesiydim * gösteri sabahı tam bir cüce gibi (saten bordo tunik, siyah tayt ve saten bordo üçgen başlık) http://www.kostumpartim.c...ts/00/01/51/151_buyuk.jpg*
vestiyerin üzerinde aynaya çıkmış katıla katıla kendime gülüyordum. annemler kahkahalarıma uyanmıştı.
berfin'e gelince... yıl sonunda ayrıldı okuldan. hatırladıkça ağladım arkadaşımı kaybettim diye... sonra liseye başladım. ve yine sağ tarafımda buldum kendisini. tanrı bana acımış olmalı ki tekrar onu bana yolladı. teknik olarak 16 yıldır en yakın arkadaşım o. hani şu ''Arkadaş'' lafının az geldiklerinden...
Küçükken insanlar hemcinsleri ile daha iyi anlaşıyormuş yani sıra arkadaşınız kız ise yüksek ihtimalle siz de kızsınız erkekse siz de erkeksiniz güzel olta yani cinsiyetini belli etmek istemeyenler dikkat etsin yani.