"aaa ben aslında seni daha önceden tanıyorum. sen x mahallesinde oturuyorsun değil mi? sabahları servis bekliyosun ya sen bizim servis sizin evin önünden geçiyo."
bunun üzerine aşık olan kişi sabahları daha bir mesut olmaya başlar. her gün görebilecektir sevdiğini. lakin aşık olunan kızın okulu artık 1 saat erken başlayacaktır.
ama aşık olan kişi eziklikte ordinaryüslük seviyesindedir dahası çok aşıktır.
her gün 1 saat erken kalkar. kahvaltı yapmadan, kış-soğuk dinlemeden, sabahın köründe servis bekler.
aşık olunan kızı taşıyan servis gelir, vıııjjt diye geçer. aşık olunan kişi fotoğraf karesi denecek kadar kısa sürede görülür. çabukça el sallanır. karşılık alınır. kendini şanslı sayar aşık olan kişi. "ehehe bugün de gördüh çok şükür ehe mehe" diye kendi kendine sırıtırken ağzından buharlar çıkar.
aşık kişi 2-3 ay kadar böyle devam eder ve 2-3 ayın sonunda bırakır aşık olan kişimiz.
yolumu hergün yaklaşık 500 metre arada bir 4kmye kadar uzatıyor olmam down sendromlu gibi olduğum halde evrim geçirip normal bir insan tipine bürünmem.
edit:platonik aşktı benimki.
Ben ona aşıktım ama onun bana karşı bu tarz hisleri yoktu. Ben de onu rahat bıraktım. Korkmasın, rahatsız olmasın diye Peşine takılmadım. Psikopatlığın lüzumu yok.
Kelimelere dökülmesi zor durumdur. O bilmiyor ama kalbimde hala yeri başka. Öyle şehvet falan değil, en -ben-, en -benim- o. Kalbimden onu uğurlamayacağım.
ilkokuldaydım küçük bir not defteri kağıdına ilan-ı aşk cümleleri serpiştirip yakın arkadaşıyla yollamıştım. yılbaşından 1 hafta önceydi yılbaşı çekilişi yapıldığında arkadaşla kağıtları değişip ona hediye kalem almıştım. hafif eğimli, üzeri renkli iplerle sarılmış bir kalemdi. vay be 17 sene olmuş.
Kimi zaman çılgınca, kimi zaman romantik, kimi zamansa olağanüstü şeylerin ortaya çıkmasına vesile olan fedâkârlıklar bütünü diyebiliriz. O zamanlar 17-18 yaş aralığındaydım. Bana bir gün havai fişek gösterisini yakından izlemek istediğini söylemişti laf arasında. Ben de önemsememiş gibi yapıp geçirmiştim konuyu. Ama tam 1 hafta sonra akşam sahilde otururken arkadaşlarımın da yardımıyla ona mükemmel bir görsel şölen yaşatmıştım. Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. O gün bana sarılışını unutamam. Sonra beni aldattı işte.