Kedili rüyamdır. Artık günlük hayatımda hangi olayla bilinç altıma girdiyse kedi. Nerdeyim bilmiyorum. Karanlık bi ortam. Ama heryer gorunuyor. Gece heralde. Biranda yerde simsiyah bi kedi beliriyor. Bana dik dik bakıyor. Bi müddet öyle birbirimize baktık ve kedi biranda atladı üzerime. Sağ koluma yapıştı. Dört ayağınıb tırnaklarını da batırdı etime. Canımın yandığını hissettim o derece. Uğraştım ve bir türlü ayıramadım kolumdan. En sonunda kolumu o şekilde duvara vurmaya başladım. Kediyi duvara defalarca vuruyorum ve halen bırakmıyor. Bir kaç kez vurduktan sonra kediden kanlar fışkırmaya başladı. Vura vura vura haşatını çıkardım kedinin. Geberene kadar vurdum duvara. Ama nasıl zevk aldım onu öldürürken anlatamam.
Not:normalde çok yufka yürekliyimdir. Bırak kediye vurmayı, yaralı sakat bir hayvan görsem çok üzülürüm. Yolda araba ezmiş bir kedi Köpek görsem içim parçalanır.
bitmek bilmeyen bir rüyaydı. kumsalda uzanmış açıyorum gözlerimi. kocaman bi dalga geliyor yanımda uzanan adam da dahil bak uzanan bile adam. rüyaya bak. herneyse dalga adam da dahil olmak üzere şezlongun yanındaki bütün eşyalarımı denize götürüyor. ne olduğunu bilmediğim eşyalar için dalgalara atlıyorum. dalgalar ile boğuşurken rüya başa sarıyor. hoop aynı rüyadayız.. uyanana kadar adamın nereye gittiğini bulamadım ama her rüya başlangıcında aynı yerdeydi bu adam.
dün gördüğüm rüyadır.
anlatıyorum. rihanna ile full hd gerçekçili seks yaptıktan sonra, aynı rüya içinde arkadaş ortamına akıp "abiniz rihanna'yı bafiledi gençler" diye artistlik yapıp eve doğru yola çıkıyorum.
Eve de ulaşım aracı olarak tüple gidiyorum; piknik tüpü.
Bildiğiniz piknik tüpü. Bilinçaltimi sikeyim tüp ne alâka? Tüpe ayıplı bazı parolalar söyledikten sonra uçmaya başlıyor. Ben üstündeyim eve doğru yola çıkıyoruz.
Yolun yarısında tüp ineğe dönüşüyor; fakat hiç garipsemiyorum..gayet normal sanki.
Bahçeli bir eve geliyorum. Perili şato evleri gibi.
Meğer burası benim evimmiş.
Bahçe yarım metre suyla dolu.
suyun içinde bazı bitkiler yetişiyor.
ama en önemlisi çok sayıda marul yetişiyor.
suyun içinde marullar. bazıları suyun dışında.
hepsi birinci kalite sert ve olabildiğince parlak marullar.
bağını 50 liradan satarım lan bunların aha zengin oldum, diye hayaller kuruyorum.
bir yaprak marulu numune niyetine alıp ünlü bir restorana ışınlıyorum kendimi.
restoranın aşçısını bulup marulu takdim ediyorum ve " dünyanın en iyı marullarını yetiştiriyorum. bundan harika salatalar yaparsınız bir deneyin" diyorum. aşçı "voov ilginç" gibisinden birşeyler söylüyor. biraz da marulumu övüyor tabi.
restorandan çıkıyorum.
çıkar çıkmaz hint okyanusunun ortasında bi geminin güvertesinde buluyorum kendimi. yolcu gemisi.
meğer yanlış yere ışınlanmışım.
geri ışınlanamıyorum. piknik tüpü de yok.
kaldım gemide.
geminin makine dairesine iniyorum, baş mühendisten iş isteyeceğim güya..ne alâkaysa.
işçilere mühendisi soracaktım ki tam o anda gemi su almaya başlıyor.
sanırım batacağız.
ben şok.
rihanna'dan nerelere geldik amk.
herkes telaş içinde, işçiler geminin üstlerine doğru kaçıyor.
bende kaçmaya başlıyorum.
neyse ki bol adrenalinli anlar yaşamıyorum. gemi içinde güvenli alan buluyorum. herkes benim bulunduğum alanda toplaşmış.
sanki su alan gemi bizim gemi değilmiş gibi, gemiyle alakasız bir yer bulmuşuz gibi rahatız.
adamın biri konuşma yapıyor "ey halkım bugün de kurtulduk" gibisinden.
bulunduğum alanda berber dükkanı bile var.
geminin suyu bir anda boşalıyor ve herkes normale dönüyor. hiçbir şey olmamış gibi.
benim ışınlanma özelliğim tekrar geliyor ve kendimi arkadaş ortamına ışınlıyorum.
rihanna mevzusu konuşuluyor.
hepsi bana dönüp "at yalanı sikeyim inananı" diyor.
ben bu lavuklara rihanna'yı bafilediğimi niye anlattım ki lan deyip ortamdan çıkıyorum.
doğru rihanna'nın yanına koşuyorum.
onunla ayrı eve çıkmışım.
aslında rüyanın başladığı evre burasıymış.
biz bayağı bayağı birbirimize aşıkmışız. hatta evlenmeyi düşünüyormuşuz.
rihanna türkçe biliyor, yemek bile yapıyor bana.
benim derdim bir daha bafilemek.
ortamı kurmaya çalışıyorum.
hadi bafileşelim diyorum.
sevişmeye başlıyoruz.
mevzu tam oldu olacak uyanıyorum.
en heyecanlı yerinde bitiyor rüya. hep böyle oluyor zaten.
uyandıktan sonra donu kontrol ediyorum kamyon devrilmiş mi diye.
neyse ki sıkıntı olmamış en azından ona seviniyorum.
yazarların bilinçaltının ortaya çıktığı hede. 3 4 seferdir evimizin çatı katında oldugumu ve yanımdaki herkese gitmeyin korkuyorum dediğim halde herkesin beni duymayıp gittiğini ardından minyon bi ablanın elinde bıçakla gelip beni boğazımdan keserek öldürmesini görüyorum. hayrolsun inşallah.
tanrı dağına çıkıyordum, bir yandan da ülkücü çakralarımı açıyordum bir de ne göreyim tanrı dağının girişinde cuma namazı nedeniyle kapalıyız yazıyordu..
dilsiz birine deli divane aşık olmuştum ki gerçek hayatta daha böyle yoğun bir duygu yaşamadım. aradan yıllar geçmesine rağmen unutamadığım tek rüyamdır.
bir tane kedi gördüm. sürekli peşimde dolanıp duruyor, çevremden hiç ayrılmıyor. onu def etmek istiyorum ama kıyamıyorum. neyse bi seveyim deyip ensesini okşuyorum ki, kolumdan ısırıyor beni. sonra hiç bırakmıyor. ne yaptıysam dişlerini ayırmıyor kolumdan. kollarımı sallıyorum, dört bi yana dönüyorum filan ama yok. hiç bir şekilde bırakmıyor. sanırım kedi pek hoş bir manaya sahip değil. nedir ki acaba bu rüyanın hikmeti..
ilginçliğini bilmem lakin muhtemelen askerlik yapmış her erkeğin gördüğü rüyadır. yalnız benimkisi çok tutan filmin devam serisinin çekilmesi gibi 3 defa bir öncekinin bittiği yerden başlayacak şeklinde tekrarlandı.
askerden gelmişim geri yıllar geçmiş tekrar alıyorlar. aynı yerde 18 ay daha yapacaksın diyorlar. diyorum ben yaptım aha teskerem burada işte diyorum ama kimse sklemiyor. o rüya içerisinde gidip 2. seferi bitirmeye çalışıyorum kan ter gözyaşı uyanıyorum sabah. rüyanın üstüne aradan zaman geçiyor başka bir gece tekrar aynı rüya ama bu sefer 2.seferi bitirip dönmüş 3. kez askere gitmişim. komutanlar hep aynı kişiler yalvarıyorum komutanım 2 defa 18 ay beraber yaptık ya neden tekrar geldim ben buraya diyorum işim gücüm vardı benim ne yapacam ben burada diyorum erol taş kahkahası atıp "hadi iyisin bu sefer 15 ay yapacaksın" diye t...k geçiyorlar.
arkadaşım bu psikoloji mevzunun üstünden 20 sene geçmiş de olsa gitmiyor bir türlü. hani hep küçümsüyorlar ya erkekler bir askere gidiyor sonra yıllarca anlatıyorlar diye. insanın ruhu bölük pörçük oluyor işte böyle kimse kolay zannetmesin. uyku hali için yarı ölüm hali derler birileri tam ölelim diye bu rüyaları sokuyor kafamıza herhalde.