lisede biyoloji hocamın tüm sınıfın önünde, "senden bir bok olmaz, git iş bul çalış bir yerde" demesiyle o yıl okul 7.si olmam çok gurur vericiydi. en azından kadın lafını yemiş, ve bana onur belgesini verirken elleri titremişti.
Yaş 17. Arkadaşım ve onun tanımadığım bir arkadaşıyla bir kafede oturuyoruz. Çocuk altında arabası olan zengin havalı tiplerden. Sipariş vereceğiz, ne yiyip içecektik hatırlamıyorum. O sırada bir muhabbet geçti. Çocuk şeker hastasıymış ve tatlı yemesi yasakmış.
Bu kadar.
Hayatıma gerçekten bir bakış açısı kazandıran hikayelerden biri bu. Her öğün mutlaka tatlı yiyen, tatlısız yapamayan bir insan olarak karşımdaki o normalde yaşantısına özenilecek insanın onca zenginliğine rağmen tatlı yiyemiyor olması. Paranın değerinin gözümde net olarak bittiği andı. O günden sonra bir daha zengin olma hayali kurmadım.
satılacak bir mal için fiyatta anlaştığım birine söz verdim. sonra daha iyi fiyat teklifi gelince sözümden çıktım malı yüksek fiyata verdim.işler hep kötü gitti o malla ilgili. diğer kişiye versem daha karlı çıkıcaktım nerdeyse. tabi belki ona gitse de böyle sıkıntılar yaşatacktı bana ama sanki bu olay bana ticarette iş ahlakı getirdi. herşey kısmet diyorum dedeler gibi. ve çakallık yapmıyorum iki kuruş fazla para için. tokat gibi çarptı adeta bu olay. kimle anlaştıysan o.
lise de rehberlik hocamin benimle 7 saat konusmasiydi. acayip kotuydum aşıktım. kendimde değildim . bu konusmanin öncesinde müdür pzevengi bana herkes üversite kazanır sen kazanamazsin demesi vardı. o hocamin konuşması olmasaydı şimdi marmarada pdr bölümü okuyamazdim.