yazarların hayatlarındaki tuhaf anlar

entry2 galeri0
    2.
  1. tarifi imkansız tuhaflık anlarıdır.

    eski patronumu ziyaret ettim. muhabbet ederken belirli bir ritüel olarak 'sen hala evlenmedin mi' dedi. 'e belli ki, düğün yapmadan evlensem babam beni keser' dedim. dikkatli dikkatli yüzüme baktı. 'yara var mı' dedi pat diye. ben de ona dikkatli dikkatli baktım. 'yarasız biri yoktur' dedim. direkt 'kim o serseri' dedi. güldüm, 'onlar her yerde' dedim. gülmedi, 'kim o, merak ettim' dedi. manasız bir şekilde bir anda üstüme öküz oturmuş gibi oldu. dedim 'tanımazsınız ki'. biraz durdu ve dedi, 'şunu bil: bütün erkekler aynı değildir. bir kişi seni ömür boyu yalnızlığa mahkum etmesin'. adama bakakaldım. benim için her zaman bir abi olan bu adam, hep böyle ilginç şeyler sezen, umulmadık noktalardan insanı şaşırtıp yakalayan sıradışı biriydi. devam etti, 'bizim erkeklerin niye böyle olduklarını bilmiyorum ama ne olduklarını biliyorum. yalnızca herkesin aynı olmadığını unutma'. dedim, 'herkes aynı olmasa da herkes aşağı yukarı aynı şeyleri yaşar. ve herkes kendi yaşadığının daha trajik olduğunu düşünür. totalde kimse ölmez. ben ömrümü yalnız geçirebilecek biri değilim zaten'. gülümsedi, 'hormonlarla yönetilen bir dünyada allah kalbinden aşkı eksik etmesin. ben kendim için hep böyle dua ederim' dedi. gülümserken gözlerim doldu. bu adamla konuşurken hep böyle olmuştur. tabii ki dolan gözlerin akmaya başlamadan nasıl anında kurutulacağını uzun zaman önce öğrendim. 'aşkı herkes ister ama olmadan da gayet yaşayabiliyorlar' dedim. gözlerini kocaman açıp o hafif çılgın ifadesine büründü, 'kim istiyor aşkı? kimse istemiyor aşkı. hormonel olan şey aşk değildir. aşık olduğuna, her gün yeniden ve yeniden aşık olursun. bunu arzu eden o kadar az insan vardır ki. aşkı bilmiyorlar. ihtiyaç da duymuyorlar' dedi. etrafa göz gezdirip 'konjonktürel olarak çok da haksız bulamıyorum kendilerini' dedim hafif alayla. birkaç saniye öyle bir odaklandı ki suratıma, gözlerinin zoom gıcırtılarını duyacağımı sandım. 'şu hadisi aklından çıkarma: severken ölçülü sev. çok sevme nefret edersin. sevmediğinden nefret etme. nefret ettiğini bir gün seversin' dedi. gülümsedim, 'her zamanki gibi peygamber haklı' dedim. o da gülümsedi. konuyu değiştirdik.
    1 ...
  2. 1.
  3. az önce çıkan hasta kapıyı kapatmadan önce geçmiş olsun dedi. ben de refleks olarak iyi çalışmalar dedim. bir kaç saniye bakıştık sonra çıktı. yanlışlıkla mı söylemişti yoksa acınacak halde miydim bilemedim.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük