kışın dolmuşları kar topu yağmuruna tutmak ve akabinde dolmuş şofürünün dolmuşundan inip beni ana avrat söverek kovalaması benimde var gücüyle kaçmam beni hep heyecanlandırmıştır.
yeni aldığım yol bisikletiyle hız denemesi yaparken(40-45 kmh) arkamdan herhangi bir araç gelip gelmediğini kontrol ettim. fakat başımı öne çevirdiğimde yavşak bir şoförün direksiyonu yan yola kırması ve benim frenlere asılmama rağmen bisiklet durmadı. işte bu aradaki 3-4 saniyede "hayır, dur, dur dur" gibi sözler söylerken bisikletime aracın yan tarafına bindirdim. "aaah" gibi bir ses çıktı benden. bisikleti arabaya gömmek yerine omzumu vurdum. işte o an bir arabanın camına çarpan bir kuş gibiydim. bu bir macera mıdır travma mıdır orası meçhul.
arabada tenha bir köy yolunda sevgilimle icraattayken nereden çıktığı belli olmayan kızgın köylü elinde pompalıyla peşime takılmıştı, bi kaç elde ateş etmişti, doğal olarak çok fena yusuflamıştım hiç unutmam.(şüphesiz en maceralı, unutulmaz, ve hayatta en çok tırstığım andı.)
türk hava kurumunun ücretsiz havacılık kurslarını herkese tavsiye ederim. daha sağlıklı nesiller için, ormanlarımızın yanıp kül olmaması için kurban bayramında gerçekten ihtiyaç sahibi kişilerin sofrasına et girmesi için fitrenizi zekatınızı ve kurban bayramında derinizi türk hava kurumuna verin.
ataride islander oynarken bölüm sonunda garip şekilli canavarla son canımda karşılaştığım andır.
durmadan balta ata ata öldürmüştüm hayvanı. off hala heyecanlanırım aklıma geldikçe.