Gözü yükseklerde olmasın, elindekiyle yetinmesini bilsin, oturmasını kalkmasını bilsin, herkesle samimi olmasın, insanlarla arasına mesafe koysun. inanın dış görünüşün bi önemi yok huyu güzel olsun.
eli yüzü düzgün, belki biraz yapılı olabilir (çiroz olmasın da kfmlsdk), kesinlikle olgun (bugün böyle dediğine yarın başka bir şey demesin), huzur versin biraz halden anlasın, sekse ulaşmak için duyguları kullanmasın, biraz da zeki olsun bön bön bakmasın. bir de ketçap mayonez olsun soğan olmasın.
tipsel olarak boyunun benden uzun olmasını istedim hep. yaş için bir kriter koymadım. gezmeyi sevsin, beni sevsin, ben onu seveyim, kılığa kıyafete karışmasın, siyasi olarak ne olursa olsun. yaş oldu 26 neredesin iki gözümün çiceği.
26 yaşıma kadar hiç sevgilim olmadı, kendime göre geçerli sebeplerim vardı. Bu süreçte, tabii ki ister istemez hayatıma girecek insanın nasıl olması gerektiğine yönelik hayaller kurup durdum. Yani Muayyen bir olaya vereceği tepkiden gülüşüne, saçlarının renginden boyuna, tenine ve de kişiliğine dair en ince detaylara kadar kurguladım. Yani bunu bile isteye yapmadım tabii, ama Sonuçta hayattan, çevreden insanları gözlemledikçe bir seyler beliriyor insanın kafasından. O yarattığım ve çok arzuladığım kadının bir gün hayatıma gireceğine dönük içten içe bi inanç olsa da yine de ya olmazsa korkusu zaman zaman içimi kaplıyor ve huzursuzluğa gark ediyordu..
Evet, belki saçmaydı, fazla utopikti ama bir kadın çizmiştim kafamda ve öncesinde karşılaştığım her kadından eğer ki o çizdiğim kadına aykırı ve ters bir seyler görürsem çabucak uzaklaşıyordum, çünkü o hayalimdeki kadının aynı zamanda ilkim olmasını istiyordum. Hem de duygularımı ve kendimi yıpratmak istememiştim.
Çoğu kez olmayacak bir hayalin pesinden mi gidiyorum diye şüpheye kapıldım, evet.
Ve sonunda geldi; görür görmez onun o kişi olduğunu hissetmiştim. ilk buluşmamızda tam 10 saat geçirdik, birbirimizden ayrılmak istemedik. Çok kısa bi süre sonra sevgili olduk. Geçirdiğimiz her zamanda ve yaşadığımız her seyde, tanıdıkça onun o kişi olduğunu daha iyi anlıyordum. Resmen bi mucizeydi bu. Ve 5. Ay sonunda evlenme teklif etmeye karar verdim. Kabul etti, yakında nişan olacak insallah..
Velhasıl, hayattaki çoğu şey için sanssizimdir; ama hele şükür bir şey için kader güldü yüzüme. Ve sanki bana verilebilecek olan tüm şanslar tek bir seyde toplanmış gibi. Bundan sonra ne kadar kötü şey yasarsam yaşayayım, başıma ne gelirse gelsin, asla şikayet etmeye hakkım yok diye hissediyorum.
beraber karavanla seyahat edebileceğim kitap okumayı seven. beraber zillere basıp kaçabileceğim çocuk ruhlu delidolu macera ve hayalperest gündoğumunu ya da gece gökteki yıldızları seyredeceğim biri.