müstakil bir ev, köşede olacak böyle hep hareketli bir caddenin az uzağında.
bakkala kısa mesafeli, komşuları sessiz sakin olacak,
kapısına bisikletli gazetecinin gazete dağıttığı,
posta kutusu olacak dış bahçe kapısında.
ekilebilitesi yüksek bir bahçe. ön kısımda her nevi ağaç. deniz ve sevdicek manzaralı. güzel bir koltuğun olmalı bir de, gömülüp kitap okuyabileceğin..
en ilginç güzel yerleri gezip, hakkında okunması gereken ne varsa okuduktan sonra doğduğun topraklarda kendi toprağını ekip biçerek, kimseye muhtaç olmadan, sağlıklı, huzurlu ve mutlu yaşamak.
(bkz: beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar)
yatımda kaptan şapkamı takmışım bir elimde içkim koya doğru ilerliyorum arkadan sevdiceğimin sesi geliyor -aşkım hadi güneş kremimi ne zaman süreceksin?
karavan. hep aynı yerde olmak sıkıyor insanı. oysa karavanın olsa ve çalışmadan yaşayabileceğin bir hayat bas git canın nerde istiyorsa orda kal. ister dağ başı, ister sakin bir kumsal..
iş bu entry bir açıklama değil bir eleştiridir.
herkes amma da sakinlik, sayfiye yeri meraklısıymış. hiç mi şöyle dinamik, kalabalık, içinde alternatifler olan, sürprizler, yeni insanlar olan bi şehir hayatını istemiyor. bu bağlamda: (bkz: new york) (bkz: berlin) (bkz: amsterdam) (bkz: varşova) ha ben de sakin denizime yakın bi çiftlikten yanayım o da ayrı.