annem sürekli otopsi yapılan polisiye dizileri izlerdi. annemin bacağında uykuya dalarken o dizilerden biri açıkmış. uyumuşum. rüyamda balkonumdan adamlar girip sırtımı kesiyorlardı bıçakla. seneler geçti hala aklımdan çıkmaz. o kadar gerçek gibiydi ki kendimi bildim bileli hatırlarım.
Kışın balkona annem ekmek kırıntısı koyardı, gelen kuşları izlemek için sessizce bizi çağırırdı. Ablam hep kuşlar uçmadan izlerdi ben izleyemezdim çünkü yürürken paçalarım birbirine sürttüğü için ses çıkıyordu kuşlar kaçıyordu:(
4 yaşımdayken, salonda TV izlemiştim. Ve o gün tek başıma sokağa çıkmıştım.
Tabi evin önünden fazla uzaklaşmadım. Sanırım korkuyordum. Sonra bana seslendiler ve tekrar eve döndüm.
Bundan daha öncesi yok benim hafızamda! Yani emzirdiğim anları falan hatırlamıyorum. swh.
Yaşımı hatırlamıyorum ama evdekiler filmi izlerken beşiğin parmaklıklarının arasından sesini dinlediğimi hatırlıyorum. Anıya bak aqü millet şokella hatırlıyo ben premium dertle başlıyorum hayata.
Hatırladığım ilk evimizdeyiz. O evden taşınacaktık, 4 yaşlar falanmış galiba (yaşımı elbette hatırlamıyorum, annemler söylüyor) giriş kapısı var büyük (boyum daha minik olduğu için o çok büyük gelmişti.) Her neyse taşınma evresinde tokalarımın olduğu bir kutu vardı ahşap o kutuyu aldım boş odada. Hatırladığım en en eski görüntülerden birisi bu.
3-4 yaşlarındayım.. annem kapıyı kilitleyip işe gitmiş bizde evde süte ekmek doğruyoruz, alt kattaki kadın gelip sobayı yakıyor.
üstü maydanozlu şehriye çorbası getirmişti birde.
2000 yılının ilk günü baya küçüktüm abim ve babam o günün yıl başı olduğunu ve 2000 yılına girdiğimizi söylemişlerdi. Hatta nasıl yazıldığını göstermişlerdi.
2 buçuk yaşındayken elbisemin omzuna takılan minik süse bakarken evimizin merdivenlerinden yuvarlandığımı çok net hatırlıyorum. Nasıl korktuysam hala unutamadım. *.
3 yaşımda falandım. Kaymakamın oğlu manitamdı. Çocuğu başka kızla gördüm diye parkta suratına salıncağı fırlatmıştım. O günden sonra da seni seviyorum diyen her erkek çocuğunu döverdim. *
babamla gittiğimiz bir temsil oyunuydu.babamın öğretmen olduğu okul tarafından organize edilmiş, öğretmen ve öğrencilerin oynadığı bir kaç piyesden ibaretti. yanımda oturan iriyarı keli hatırlıyorum. elimde iki küçük türk bayrağı ile çekilmiş fotoğrafı da, sonradan resmini buldum, 3 yaş artı 10 aylıkmışım o tarihte.
çocukluğumu yok denecek kadar az hatırlarım; ancak çocukluk deyince de hep aynı şeyi hatırlarım: ihanet; şöyle buzzz gibi olanından, şöyle en yakının tarafından yapılmış olanından...