6 yaşında üç tekerlekli bisiklet sürerken bir anda gaza gelip on kaldırmışım -artık hangi filmde gördüysem- biraz fazla kalkmış bisikletin önü yere düşüp kafami yerdeki bir çakıl taşı yarmis hala kafamda çok küçük bir yerde sac çıkmıyor dikkatlice inceleyince belli olan bir iz.
küçüktüm, 11 yaşlarında filan. komşu gelmişti bize kahvaltıya ve çay içiyorduk. sonra televizyonda o zamanın en iyi şarkısı ve şarkıcısı çıkmıştı: petek dinçöz'den "bende kaldı". ben çok severdim o şarkıyı da petek dinçöz'ü de. ben şarkıyı dinlerken kardeşim -benden 3 yaş küçük- kanalı değiştirdi. "aç orayı. sevdiğim o şarkı benim!" dedim. beni dinlemedi ve "banane açmayacağım işte. sen de hep kadın şarkıcı dinliyorsun!" dedi. bir daha uyardım onu ama açmadı. evde misafir olmasına rağmen ben de sinirlenip elimdeki sıcak çay bardağını kardeşimin üstüne döktüm. kardeşim yandı ve acıdan ağlamaya başladı. annemden korktum ve hemen dışarı çıktım. ben dışarıdan evi gözlerken baktım evden kimse beni çağırmıyor. açım zaten. ben de minik minik taşlar bulup habire cama atmaya başladım. annem bağırıyor "yapma yavrum. gel, yemeğini ye." ben de dinlemiyorum yine atıyorum. annem dışarı çıkıyor ve yine gel hadi yavrum. misafir var, ayıp." diyor. ben de dinlemiyorum hala taş atıyorum. sonunda annem öyle bir kızıyor ki yerden elma büyüklüğünde bir taş alıyor ve bana atıyor. taş tam alnımın biraz üstüne tak ediyor. ben acıdan bağırırken sıcak sıcak bir şeyler aktığını hissediyorum kafamdan ve elimi taşın geldiği yere götürdüğümde kafamın kanadığını görüyorum.
ağlayarak kaçmaya başladım. annem beni yakalamaya çalışıyordu ama ben kaçıyordum. işte o iz hala kafamda var.
okulun bahçesindee top oynarken, ayağıma demir saplanmıştı..
şöyle ki; top oynadığımız bahçenin yan tarafında yatak demirleri konmuştu.. sağ kanattan topla ilerlerken yatak demirinin kırık yarısının ucu bacağıma üst kısmına lopurt diye saplanmıştı.. pantolon falan kan içerisinde tabi.. pek bir şey hissetmemiştim..
sonra ne mi oldu?? götümü tuta tuta eve gitmiştim.. hiç ağlamadım tabi delikanlılığı bozmayacağız ya.. evde kıyamet kopmuştu tabi.. sonra hastane falan.. yarası kaldı ama..
kücükken kapicinin cocuğuyla oynardik arkamdan top atip dururdu bi defasinda basket topu atacakken top bana carpmasin diye merdivenlerden atlamistim dizimde hâlâ izi var.
yine çocukken dedemin ineğinin üstüne çıkıp rodeoculuk oynarken yere atıp ayağını bastı ayağıma. bir arada babam üstünden arabayla geçmişti, sağolsunlar lastik gibi ayağım var.
lojmanda oturuyorduk. haliyle içerde kazmış, ördekmiş, tavukmuş vs. bazı hayvanlar var. arkadaşlarımla oynarken yerdeki hangi hayvanın dışkısı olduğunu bilmiyorum basıp yere kapaklanmıştım. bu yara zar zor iyileşmeye çalışırken garibime aynı şekilde üstüne tekrar düştüm. dizimde hala iz vardır.
bir de 6-7 yaşlarında mutfakta kabak doğramaya çalışırken tırtıklı bıçak kesmişti sol elimin işaret parmaımın tırnağın sağ tarafından. o bölümü hatırlamayı pek istemiyorum aslında.
küçükken ineğe sanırım öküz de olabilir , halley uzatıyordum o zamanlar pembelileri filan vardı markası başka olan, hayvana direttikçe sinirlenmiş olmalıki sırtım dikenli çepere yapıştı, göğsümde de hilal şeklinde yara açtı pezevenk.
trafik kazasından benzin yanığı izlerim, kızgın yağın üzerime dökülmesinden mütevellit yanık izlerim, tepeme kaynar su ve çay devrilmesinden mütevellit yanık izlerim , sobaya yapışmak suretiyle oluşan yanık izlerim. bunları düzelteyim derken oluşan ameliyat izlerim. daha ufak tefek vardır hatırlamıyorum.
henüz bebekken merdiven başındaki abimin beni arka ayağıyla tepmesi sonucu bir merdiven boyu yol alıp son basamağın köşesine başımı çarpmamla oluşan yarığın izi hala alnımda ve hala benimle.