gözlemlenen tarafın hiç farkına varmadığı, pek de önemli olmayan ancak; gözlem yapan yazarın, ufaktan tebessüm etmesine de yol açabilecek günlük rastgelmelerdir.
dün bir lisenin önünden geçerken bahçede maç yapanlar vardı. penaltı kullanılacaktı. çocuk penaltıyı büyük ıslıklar eşliğinde kullandı, kaçırdı mal yaa. duvarın dış kısmındaki ben bir gülme krizine girdim var ya. bir de durup çocuğu izlemeye koyulmuştum yani. sonra yurda geldim ve düşünmeye başladım, işte asıl burası beni ilgilendiriyor zaten: acaba birileri de beni günlük hayatta görüp de bazı davranışlarıma şahit olan; eve yurda herhangi bir yere gidip de hâlâ benim hakkımda bazı şeyler düşünüyor mudur acaba? eğer bunu düşünen bir kızsa, "ıyy kesinlikle böyle bir sevgilim olmasını istemezdim" mi yoksa " ayy , uzun boylu ve yakışıklı biri, uzun siyah pardesüsü ve beyaz atkısıyla ne kadar da asil duruyor, ne vermezdim ki onunla kafede bir bardak çay içmek için" mi diyor? eğer beni gören otobüste ellerim epey doluyken yer verdiğim bir teyze ise " işte bu çağda özlenilen bir genç, ne var sanki bizim torunlar da böyle saygılı olsaydı" mı diyor?
velasıl, penaltıyı kaçırıp da arkadaşlarının kahkahalarına maruz kalan çocuğun, benim de, hiç tanımadığı birinin de ona gülmüş olabileceği aklına gelebilir mi ki acaba?
sabah saatlerinde okula giderken otobüste aynı insanları görmek.
sarışın bir kadının benle aynı durakta inmesi.
topal ve saçları seyrek bir adamın yaşlı kişilere sürekli yer vermesi. (evet kendimden utanıyorum)
bir kaç durak sonra otobüse hippi bir kızın binmesi.
ve o insanları sadece otobüste görüyor olduğum gerçeği.
Masum gorunumlu hatunlarin asla cinsellik vs dusunmediginin dusunulmesi. Kavgali gurultulu psikopat iliskilerin her zaman daha uzun soluklu olmasi. Fettan cilveli ve er kisinin tabiriyle agza sican surekli kacan kizlarin her zaman-istisna yok yalniz- iyi niyetli guzel masum olan trip atmayan ve ben seviyorsam kacmam arkadas diyerekten kacan kovalanir taktigine uymayan kizlara tercih edilmesi. Ozguven eksikligi olan insanlarin birileri hakkinda daima olumsuz elestiri yapmalari. Escinsel olmayan disilerin karsi cinsin ilgisine muhtac olmalari. Surekli * yapan erkeklerin yavsiyor olma ihtimalinin yuksek olusu. Edebiyat ogretmenlerinin hayranlik uyandirmasi. Kaderin sillesini yemis insanlarin her ortamda daha dikkat cekici olmasi daha cool olmasi. Surekli kulakligi kulaginda olan belli bir arkadas cevresinden kopmayan baska kisilerle fazla iletisime gecmeyen asosyal gorunumlu tiplerin filozofumsu olmasi sohbetinin guzel olmasi dolu dolu ve ciddi konusmalari mizah anlayislarinin iyi olmasi. Yolun biriyle kesistiginde-su ayni hizada durursun sagdan mi gitsem soldan mi gitsem diye karar veremezsiniz ya o-oyun oynuyormus gibi icinde beliren kisa sureli nese, gulumseme durtusu vs vs
dalgacı,düşüncesiz ve görmemiş insanların olduğunu görüyorum. örnek vermek gerekirse amcam beyin tümöründen dolayı şişman birisi. bugün eczaneden merdivenlerden zorla çıktı. iki tane zibidi aralarında kıs kıs güldüler. ya şimdi niye gülüyorsun orospu çocuğu adam beyin ameliyatı geçirmiş o mu istedi şişman olmayı ?
bir başka gözlemim de insanların bakışları. bir insanın nasıl alaycı baktığını, o bakışlardaki siklememezliği anında görebiliyorum.
dolmuşta tüm paraları uzatıp köprü görevi görüyorum her sabah.dolu olan minibüse var gücümle koşuyorum belki sıkışırım diye.he bir de şirinevlere vardığımda tadım börekçisi'ne uğrarım arada.güzeldir böreği.
isyerlerinin cogunun isci degil koyun calistirdigi, ezilenlerin cogunun bu noktaya kendilerinin kasinarak geldigini ve torpilden sonraki en buyuk yukselis kaynaginin yalandan da olsa yalakalik yapmakta oldugunu gozlemlemisimdir su son aylarda.
balina inek familyasından mıdır. eğer değilse biri bana o kocaman ve suda yaşayan arkadaşta memenin ne işi var. bununla birlikte sahip olduğum kulak memem ile denizde sorunsuz bir şeklide yaşayabilir miyim. nedir yani.
bot giyen çoğu insan ayağını sürttürerek yürüyor.
hele o nefret ettiğim ugglar yokmu sanki o ayakkabı topuğu yere sürtünmeden yürünmüyormuş gibi giyen herkes mutlaka ses çıkartmadan duramıyor.
arkadaşlar çok müthiş derecede bir yıkım yaşıyorum demin yaşadığım durumdan dolayı. iki tane çocuk top oynuyordu bizim yurdun önünde. biri 5 biri en fazla üç yaşlarında. küçüğün yanına gidip " yavrum bak, ele değil ayakla, şu şekilde vuracaksın " demeye kalmadan çocuk eteklerime yanaşıp, iniltiyle boğukluk arası birşeyler mırıldandı " abi kaç gündür birşey yemiyoruz, karnım çok aç, bi ekmek parası bee!" !? kahroldum arkadaşlar kahroldum. çocuk resmen dilencilik eğitimi alıyormuş evde. ana baba kardeşlerinden duyduğu şeylerdi demin bana mırıldandıkları. açlık tokluk değil mevzu; çocuk ezbere söylüyordu bunları anlatabiliyor muyum? bu çocuktan ne bekleyebiliriz ki geleceği ve ülkesi yararına!
gittikçe artan aile mahkemeleri boşanmaların miktarını gözler önüne zaten seriyor.
şimdilerde ise ailelere bakıyorum da bu durumu çoktaaan kabullenmişler ; hatta durumlarını bu ihtimal üzerine inşa ediyorlar.
ilk evlenenler neden ilk senelerde çocuk yapmıyorlar sizce ?
alışılagelmiş bir söylem var artık " ya boşanırsak da çocuk ortada kalırsa" !! ne kadar geri zekalıca ne kadar acı bir düşünce bu. evleneceğin kızı/ erkeği doğru seç, doğru seçemediysen hoşgörünü takın ve hoşgör aranızdaki farklılıkları.. çözüm bulun çözüm , kaçmayın hemen , yeryüzünün titremesine yol açan ve allah katındaki en sevimsiz helal olan boşanma yolunu seçmeyin, seçmeyelim .
durum böyle ve kötüye gidiyor gittikçe.
demin konya şerafettin camiinden çıkıyorum. bi tane dayı vardı bastonlu bişeydi. elini açıkla kapalı arası tutmuş öylece bekliyo ama dilenci edası yok. nasıl bir iklemde kaldım anlatamam. ya dilenci değilseydi ?! sahtekar dingiller dışında gerçek dilencileri bile saptayamaz olduk resmen. gerçek dilenci olsa bile gerçekten ihtiyacı var mı , onu da bilemiyoruz. bi sadaka verecez onu da beceremiyoruz. zor iş be. para vermiş olsaydım da adam bu ne evladım sen beni ne sandın deseydi sanırım kör numarası yapar karşıyaka otobüsü nerden geçiyo derdim !*
