Çok enteresan bir rüya gördüm sözlük gerçek gibiydi adeta. Ben müstakil bir evdeyim güya öğretmenim yani. Neyse çocuklar ders için bizim eve gelecekler. dışarıda bir şangırtı koptu. Bakayım derken bütün savaş uçağı ve yolcu uçakları bir bomba gibi üzerinize düşüyor ama her yerden. Gökyüzü bir volkan gibi. Çocuklar bağırıyor bazılarının üzerine düşüyor uçaklar. Ben diyorum hava savunma sistemlerimiz nerede, verin bana silahımı bunu yapan ABD baktı yenemiyor böyle bize saldırıyor nasıl feryat ediyorum ama Uyandım. Hayır olsun.
ailemdeki her kişinin bir süper gücü vardı, benim süper gücüm ateş bükücülük, babamın süper gücü toprak bükücülük, ablamın şifacılık, annemin ise su bükücülüktü. Çizgi filmini de uzun süredir izlememiştim. Nerden geldi aklıma kimbilir.
Roberto mancini’yi gördüm, krem rengi ceketini işaret parmağına almış sırtında taşıyor bir yandan da beyaz şarap içiyordu. Her zamanki gibi elegant hali vardı. Ben de şaraba salça oldum. Sen hayırdır amq der gibi bir bakış attı. italyanca, sinyor şarap zevkinizi değerlendiriyorum. Dedim. Böyle bir rüyadır.
Çocukken genelde rüyalarımda ya geceleyin köpekler tarafından kovalanırdım heyecanlı bir kovalamaca yaşanırdı ya da gecenin karanlığında koskoca bir şehirde kaybolur ve başıboş bir şekilde etrafta gezinirdim. Bir de ortaokul zamanlarımda evimizi fareler basmıştı. O olaydan sonra sık sık fareler görürdüm rüyalarda.
pek rüya hatırlamam. ama dün gecekini net bir şekilde hatırlıyorum. işyerinde bir kızla konuşuyorum. türkçe konuşmasına rağmen kızın ne dediğinin yüzde seksenini anlamıyorum. çünkü vurguSUZ düşük tonda ve hızla konuşuyor. kıza " ne dediğiniz anlaşılmıyor lütfen tane tane konuşur musunuz? “ diyorum. sonra uyanmışım.
Rüyamda evlenmişim bana hayatım diyen bir kadın var dedim ne ara evlendik biz ya ne içirdiniz bana olum diyerek salona çıktım bir çocuk bana babağğğ dedi. Benim şaft iyice kaydı. Hayııır ben daha çok gencim diye haykırdım. Uyandığımda terlemişim.