izmir'e kar yağmıştı ve fırtına vardı. Yakın bir arkadaşımla servisten inip eve kadar yürümüştük. Yokuşta kardan kaydığımı ve üzerimde yalnızca yeşil örgü bir okul ceketi olduğunu hatırlıyorum. Sonra ciğerimde batma hissi olmuştu. Bir gece korkunç ağrı çekmiş ertesi güne iyileşmiştim. 2 saat yürümüştük o akşam. Kar gören izmirli. Bu salaklık anısı da olabilir.
sene 90'lar. cep telefonu yok. elektrikler sürekli kesiliyor. köy yollarının bir çoğunda asfalt yok.
-25 civarı bir hava sıcaklığı. bununla birlikte iğrenç bir kuru ayaz. kar diz boyu.
şapkaya rağmen kulaklar morardı, atkiya rağmen burundaki sümük dondu, dudaklardaki kan çekildi, kırmızı dudaklar morardı ve titremekten başka hiç bir şeye yaramadilar çünkü; konuşan kişi titremekten konuşamıyor, dinleyen rüzgar sesiyle birlikte hiçbir şey anlamıyordu. Skleralar büzüşüp beynin komutlarına rağmen hareket edemiyorlardı. yoğun kar yağışından dolayı zaten göz gözü görmüyor, doğru yönü bulmak için pusulaya ihtiyaç duyuluyordu. kara saplanmış olan Hacı Muratı kurtarma operasyonu uzun sürmesine rağmen olumsuz sonuçlandı. hedef için geriye kalan yol yürüyerek 4 saatte (yazın 30 dakikada gidilen yol) gidildi. ulaştığımızda köy evinin ocağının ve sobanin dibine cöküldü. saatlerce hamama dönmüs o evde ısınmak için titremekten kendimizden geçmiştik. arka planda çalan pilli radyoda sadece TRT radyo çalıyor, türk sanat müzigi eşliğinde camdan bembeyaz olmuş, çam ağaçlarıyla kaplı o koca orman o zaman doğanın biz insanlardan ne kadar güçlü olduğunu bana öğretti. kaç gündü bilmiyorum ama yaklaşik bir hafta o kapıyı açıp, evden çıkan kimse olmadı. en son traktörle Hacı murat saplandığı yerden çıkartıldı.
yer: kuzey ege Kütahya - Afyon
demem o ki; sadece sıcaklık değil, nem oranı da önemlidir. sibirya'da -40'larda dışarı çıkarsınız. hava rüzgaraızdır, üsürsünüz ama pek bişey olmaz. -10°C 'lik bir yerde rüzgarinda etkisiyle g.t kaslarımızın titremesinden kafadan 1 kilo verebilir, selilütlerden yoksun, sixpackler çıkmış, lipödemlerden kurtulmuş bir şekilde fiziğe sahip yaza giriş yapılabilinir.
aradan yaklasik 30 yil gecti ve ben hala böyle üşüdüğümü bilmem.
şu nostaljiyi paylaşırken bile zatüre olmuş olabilirim.