dost ortamı oluşturup eğlenmek için açılmış bir başlıktır.
ben 5-6 yaşlarındayken tuvalete tek başıma gitmeye korkardım.
bir gün evde yalnızken çok fazla kakam gelmişti ve dayanamayıp salona koşup masanın altına sıçmıştım.
yeni calıştıgım magazanın sahibini tanımıyodum. bi gün içeri geldi ben de önüne gidip buyrun neye bakacaksınız demistm. adam bana öyle baknca, ben size dedim! demiştim ya. arkadaşm onunoranın sahibi oldugunu söyleyince çok ama çok utandım.
lise yıllarında kantinin duvarının kenarına bozuk 10 kuruş yapıştırmışlar bende onu sökmeye çalışırken sevgilime yakalanmıştım yerin dibine girmiştim ulan rezil herif 10 kuruşla zengin mi olucan kimse tenezzül etmemiş almaya kız da demez mi o bir aydır orada diye 1 lira olsaydı duvarı sökerdim yinede alırdım ama naparsın mevla küçük olunca pek uğraşmadım bıraktım öylece.
Üniversitedeyken soğuk bir kış günü otobüste tanışılan kızla sohbet ilerletilmiş, kantine doğru ufaktan yol alınmıştır. Kantin ortamında ani sıcağa alışamayan burun aniden sümük akıtmaya başlar. Erkek popülasyonunun eZici çoğunluğu gibi selpağı olmayan er kişi türlü maymunluklarla sümüğü yok etmeye çalışırken kıZ bünye durumdan iğrenmiş olacak bir bahaneyle ortamı terk eder. işte o an üst dudak kıyısında gezen dil sümüğün hellim peyniriymişçesine tuzlu olduğunu algılar. Hafızaya format atma imkanı olsa böbrek sattırıp kafadan silinmesi arzulanan utanç dolu bir andır.