Duzen hastasi insanlar olur ben onlarin tam tersiyim. Masam her zaman daginiktir cunku düzenli olursa calisamam. Bardaklari tek sira halinde asla yan yana koyamam. Kitaplarimi kitapliga karman çorman dizerim cunku cok fazla duzenli ve simetrik şeyler gorunce rahatsiz oluyorum.
sağ elimle kapıya çarptıysam sol elimi de bilerek çarpıyorum, bir ayağım halıya değdiyse diğerini de değdiriyorum, şizofreni başlangıcı mı bu ne aklımı oynatıcam
Yola çıkacağım zaman emniyet kemerini her zaman önden bağlarım ama yolda makas atarken bile istemsizce sinyal veriyorum kurallara uyarak uymamak gibi bişey bu .
Yolda yürürken dalları aşağıya kadar uzanan bir ağaç görürsem mutlaka o dala ya da yapraklarına kafami değdiririm. Nedenini bilmiyorum ama sanki böyle yapınca ağacın ve doğanın ruhuna değmiş gibi hissediyorum.
Incelemek. Dikatimi ceken herhangi birseye dakikalarca takili kalip bakiyorum dikkatimi ceken sey ortadan kayboluyor sonra bi bakiyorum gozlerim ayni yonde kalmis ama ben farkli birsey dusunuyorum . Ne menem bi sey aciklayamiyorum bile.
ince detayların sıkıntılı olması. bir kıyafet katlı durmayabilir ya da oda dağınık olabilir bunlar sıkıntı değil ama bir çanta askısı omuzda katlanmamalı, cüzdan açık durmamalı, hediye paketinin bantı yamuk yapıştırılmamalı... bunlar tanımadığım birinde olunca yanına gidip uyarıyorum. örneğin: bir züccaciye dükkanında kasiyer hiç tanımadığım birine paket yaparken 'şurası iyi zımbalanmadı sanırım. düşerse üzülürüm ben' demişliğim var.
birde i̇nce kitapları gündüz okuyamam. bir gece uykudan feragat ederim ama o kitap gün arası vermeden biter.