yazarların 1 yıl boyunca football manager 2010 oyunundan kalan anılarıdır.
her seride olduğu gibi aldım yine galatasaray'ı.ligde zaten bizi durdurabilen yok.gelene 3 gidene 5 havasında ilerliyoruz.olay uefa avrupa ligi usta.grubumda arsenal'in olduğunu görünce neyse lan 2.çıkarız düşüncesi aklımda yer edindi.fakat ali sami yen'de sergilediğimiz o johnny sins tarzı performansla arsenal'i devirerek gruptan lider çıktık.dedim işte şimdi sikiyoruz.akabinde aston villa ile eşleştiğimi hatırlıyorum.agbonlahor'u durdurmak servet-gökhan ikilisi ile neredeyse imkansızdı zaten.fakat son dakika golüyle onları da evlerine yolladık.ardından kimlerle eşleştiğimi hatırlayamıyorum sözlük.ama yarı finale geldik neyse.olay burada zaten.rakip arsenal.banko finaldeyiz düşünceleri sarmıştı beynimi dört bir koldan.ilk maç ingiltere'de.johnny sins performansı sergileyen taraf bu sefer arsenal'di ve erkenden 1-0 öne geçtiler.ben beyler böyle olmuyor demeye kalmadan 1-1 i yakaladık neyse ki.maç da öyle bitti zaten.evimize avantajlı dönmenin sevinci ve haklı gururu ile ayrıldık ingiltereden.arada 1-2 lig maçında yine koyduk,keyifler yerine geldi.rövanş için her şey hazırdı.maç başladı ve 6.dakikada fabregas topu kendi ağlarına gönderdi.odamda bir bayram havası,oyuncularda finale 1 adım daha yaklaşmanın heyecanı ile devam ediyorduk maça.tam 19 dakika sonra yakaladığım kontrayla 2.golü bulduk.baros reyiz yine boş geçmedi.ilk yarı 2-0 bitti.4 olur bu maç diyordum ama her şey 2.yarıda başladı.52.dakikada clichy'nin karambolde attığı golle skor 2-1 oldu.bi telaş,bi tedirginlik aldı başını gidiyor.2-2 olursa sıçtığımızın resmiydi çünkü.arsenal saldırdıkça saldırıyor,adeta tarumar ediyordu orta sahamızı.dakikalar 86 olduğunda ise robin van persie korneri kullandı.servet kafayla uzaklaştırmak istedi ama top ceza sahası köşesindeki walcott'un önünde kaldı.tam köşeye bıraktı şerefsiz.2-2 oldu maç.sonra da elendik işte amk.
football manager hayatımın en uzun soluklu, en lezzetli kariyeri olmuştu. Hangi takım'ı yönetsem diye düşünürken aklıma nerden geldiyse bucaspor geldi. ozamanlar 2.ligde mücadele ediyordu ve takımın başına geçtim. Hedefim bucaspor'u bir dünya kulübü yapmaktı... Nitekim başarmıştım bu hedefimi. dünyanın en büyük, en ihtişamlı, en zengin, müzesinde en çok kupa bulunan, her önüne gelen takımı yenen bir kulüp haline getirmiştim bucaspor'u. Başarılarım şu şekildedir;
Türkiye ikinci Lig Şampiyonu: 2009
Türkiye Birinci Lig Şampiyonluğu: 2010
Türkiye Süper Kupa Birinciliği: 2014-2038
Türkiye Kupası Şampiyonluğu: 2014-2038
Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu: 2014-2038
UEFA kupası şampiyonluğu: 2016, 2018
Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu: 2017, 2022-2036, 2038
Avrupa Süper Kupa Birinciliği: 2016-2036
Dünya Şampiyonası: 2017, 2022-2026, 2030-2036
2012 Yılında gaziantepspor takımından Bora Katip adında bir genç oyuncu aldım 17 yaşındaydı. 28 yaşında juventus'a 15-20 milyon euro arası bir fiyata sattım. Dünyanın en iyi futbolcusuydu tabi ve Juve'de 6 sezon geçirdi. Ordada da yılın futbolcusu falan olmuştu. 34 yaşında Bucaspor'a tekrar transfer ettim. Bonservisi elindeydi. 37 yaşına kadar oynamaya devam etti burada. Daha sonra futbolu bırakıp antrenör olmuştu.