2007-2011 falan çok iyiydi be. 2014-2017 arası da çok iyiydi. 2015 yılını çok özlüyorum. hayat 2018 den sonra boka sarmaya başladı. şimdi hepten bok oldu ah o yıllara geri dönseydik keşke.
hazır son günlerde evde çok vakit geçiriyorken aklıma gelen yıllardır. ilkokuldayken sabahçıydım. ertesi gün erken kalkacağım için öğleden sonra uyuyup, akşam uyanıp saat 20:00'da o star tvnin eski logosu eşliğinde bir demet tiyatro dizisini ve 21:45'de ki şampiyonlar ligini şifresiz rahat rahat izlediğim günleri, yılları özledim.
2000+ olmayan her tarihtir. millet mıyır mıyır konuşuyor yok efendim doksanlar şöyle kötüydü seksenler böyle berbattı. asıl son güzel yıllar onlardı. milenyuma girdik gireli her şey boka sardı iyice. tamam teknoloji ilerliyor hayat dahada kolaylaşıyor ama sıkıntılarda teknoloji ile beraber doğru orantılı artıyor.
kazandığın paranın pul kadar değeri yok artık. seksenlerden doksanların ortalarına kadar insanlar aynı eve 2 maaş soktukları zaman ev falan almayı düşünebiliyorlardı. bir kısmı alıyordu da zaten. sen şimdi evine 3 maaş girerken para biriktirerek ev falan alabiliyor musun bir bak bakalım. hayatın hızı da aynı şekilde ilerledi tabi. günler su gibi akıp geçiyor. farkında olmadan 30 ları 40 ları geçiveriyorsun artık.
2005 yılını özledim mesela. 13 yaşındaydım. 2000'lerin başlarının 5 senesi geçtiği için, o güzel yılların son demiydi. daha henüz rtaokul yılımdı. ama okula giderken kulaklıkla, rafet el roman'ın " deli dolu hayat geldi geçti bu aşk bu bahar oldu bitti, deme bana ne olur sevdiceğim hasretinle yanıyorum" şarkısını dinliyordum.
90'lı yılların tam sonu, 2000'li yılların tam başlarıydı özlediğim yıllar. yaz ayı sebebiyle aklıma geldi şimdi. babamın çalıştığı kurum, çalışanlarını belirli sıra dönemleriyle antalya'ya 15 gün tatile yolluyordu. o yıllarda bize geliyordu sıra. 8 , 9 yaşlarında falanım. açık büfe vardı, oyun parkı vardı, deniz vardı. daha önemlisi annem babam abim de yanımdaydı. mutluydum. kamp yeriydi. küçük bir diskosu vardı. geceleyin biz çocuk arkadaşlarla oyun oynarken, candan erçetin'in unut sevme beni adlı parçası çalıyordu. hoşlandığım bir kız çocuğu arkadaşım olmuştu, aklım ermiyor tabii ama masumca işte. hani yaz biter, arkadaşlıklar dağılır, herkesi ailesi götürür ya, o duygu ile mi neydi, unut sevme beni parçası çalınca içimi hüzün kaplamıştı. hani her güzel şeyin bir sonu var önermesini ilk orada az da olsa aklım ermeye başlarken tatmıştım. güzel günlerdi. yaz ayını çok sevmem normalde ama farklı yerleri görmek güzeldi işte, ne bileyim.
2008 arası 2010. o zamanın müzikleri filmleri hâlâ aklımda. yılbaşı eğlence programları, çocukluğum, mahalle maçları kavgalar, meybuzlar, sürekli bedava çıkartan Stix'ler sakizlar her şey aklımda. aahhahhh