Serüvenime atılmak için geride bıraktıgım insanlardır. Cezası da belki de son günlerinde adımı sayıklaması ve benim geldim yanındayım diyememek sanırım. Ben bilseydim bırakır mıydım seni be.
amcam.
bir gün otururken "gel bu akşam amca yeğen bir rakı sofrası kurup sabaha kadar sohbet edelim" demişti, ben de "sabah erkenden istanbul'a döneceğim ama yakın zamanda tekrar geleceğim, o zaman yapalım mutlaka" demiştim.
yakın zamanda tekrar gittim. ama mezarına gittim.
o günden sonra da hayatta hiçbir şeyi ertelememeye gayret ettim.
Uzun zamandır gezdiği yerde takılmıyorum. Gülcü kız vardı, iranlı allahım esirgesin, bu kadar masum bu kadar güzel olur, beni gördü mü koşar gelir, çünkü ben ondan herkese gül alırım, tüm çalışanlara oturduğum yerde, bunları evliyseniz eşinize, değilseniz annenize götürün diye kendim takdim ederek dağıtırım, mutlu olsunlar.
Anne mutlu olsun oğlum bana gül almış, kadın desin kocam eve gül ile gelmiş, beni düşünmüş.
Bacak kadardı, hayatı böyle ya, gül satmaya zorlanmış, hep derdim okumuyor musun? Bana hep gül ikram etmeye çalışırdı, 5 tane alsam 1 tane vermeye çalışır, şu kadar para versem ama bu çok fazla derdi.
Şu hayatta benimle en çok ilgilenen, emeği geçen kişi o oldu. Çocukken beni azıcık halsiz görse sana nazar değmiş deyip dua okur arasıra da yüzüme üflerdi. O üfleme şu ana kadar hayatımda şahit olduğum en ferahlatıcı anlardır. Okudukça esner, nazarın bana geçiyor derdi. Gece gece yine aklıma geldi. Allah rahmet eylesin.