Gökyüzünden büyük taşlar düşüyordu ve ben kaçmaktaydım. Kulübelerde yaşayan insanların üzerine düşen bu taşlar, evlerini ezerek paramparça ediyordu. Yağmur gibi taş yağıyordu ve nereye düzeneklerleri belli değildi. Tam kaçarken bir tanesi tam üzerime düşerken uyandığımı hatırlıyorum. Saate baktığımda gecenin 4üydü o sırada.
En son bunu görüp görmediğimden emin değilim ama biri kafama sıkıyordu. Kafatasıma kurşunun saplanışını hissettim adeta. Öldüğümü düşündüm ama rüyaymış.
büyük paraları yönettiğimi, büyük işler üzerinde çalıştığımı gördüm. ciddiyetle, soğukkanlılıkla sanki yıllardır büyük işler yapan saygın iş adamları gibiydim. rüyamda bir an bunun aslında bir rüya olduğunu, ama tuhaf bir durumda olduğumu düşündüm.
sabah babam aradı. "bugün banka hesabına 175 bin lira para gelecek. bankaya gidip çekebildiğin kadarını çekeceksin,..." dedi. şok oldum ama babama rüyadan bahsetmedim. deli olduğumu düşünüp hayal kırıklığı yaşamasını istemedim çünkü.
neyse.
velhasıl para falan gelmedi merak etmeyin.*
Başlığı görünce rüya kavramını hatırladım yeminle. Nice zamandır rüya görmüyorum. Onu bırak görmediğimi bile unutmuşum. Bi sen hatırlattın bunu da bana. Sağolasın sözlük. inşallah bu iyi bir şeydir.
rüyayı geçtim ben uyanıkken sürekli enteresan şeyler yaşıyorum.
nedenini sormayın, son iki gündür "ya ulan zaten şöyle şöyle şöyle sikimtrak bir hayat yaşıyorum, şöyle şöyle sikimsonik bir insanım, neden uğraşayım ki, nedir benim iddiam aq, sal gitsin aq..." şeklinde düşünceler içindeyim.
az önce kim olduğunu bile bilmediğim, bir süre önce beni face'den eklemiş bir kızın Marie Rose Balter adındaki kadınla ilgili olan paylaşımını gördüm, şöyle yazıyor;
"Terk edilmiş, işkence ve tacize uğramış, otuzdört yılı ziyan olmuş bir kişi olarak hiçte kolay olmayacaktı, ama o yılmadı ve kızgın, öfkeli, umutsuz olmak yerine sıfırdan başlamayı tercih etti."
ananın amı.
böyle şeyler bana çok fazla oluyor, yada herkese oluyor ama benim gözümden kaçmıyor. ajhsdjhajsd siktir ya.. deli miyim neyim aq.
belli belirsiz hatırladığım rüyadır. memleketteyim. anneannemin evinde. anneannemle ikimiziz. bi haber geliyo, bi yere gitmemiz lazım arabayla. uzun bi yol var. vakit sanırım gece. sabah yola çıkalım diyoruz. ama benim uyku düzeni olmadığı için bi türlü uyuyamıyorum. kendi kendime düşünüyorum uyumam lazım yoksa yine direksiyonda uyuyup kaza yapıcam falan. bi türlü uyuyamıyorum, bir türlü yola çıkamıyoruz bi türlü gidemiyoruz. böyle boğucu bi atmosfer var. zaten hep rüyalarımda bi yere gitmeye çalışıp bi türlü gidemiyorum. çırpınıyorum çabalıyorum bi şeyler yapıyorum ama gidemiyorum. aynı gerçek hayattaki debelenip çırpınıp durduğum halde bir arpa boyu yol alamayışımı her gece rüyalarımda da yaşar oldum. iyice psikolojim bozuldu amk.
Of dün gece çok güzeldi Ahahah
Hayran olduğum azıcık flörtleştiğimiz ve şu an görüşmediğimiz bey ile tüm gece yıkık bir şehirde kocaman otobüsle birini aradık bulamadık.
Umarım kendisi bunu okur ve onu rüyalarda buluşacak kadar özlediğimi anlar .
ingiliz askerleri türk askerlerini vatan haini olmaktan dolayı kafalarına kurşun sıkmak suretiyle infaz ediyordu. bende çekirdek çitleyerek sıranın bana gelmesini bekliyorum bi yandan da bu orospu çocukları kim oluyorda bizi yargılıyorlar diye kafa tutuyordum..
uyandığımda çok sinirliydim. galiba ülkenin gündemi başıma vurdu.
onunla bizim evden çıkmış, yürüyüş yapıyoruz.
yolda ayakkabımın tabanı açılıyor "beni bekle, hemen değiştirip geleceğim" diyorum ama o yoluna devam ediyor. döndüğümde aynı yolda bulamıyorum onu.
tıpkı gerçek gibi.
benim yaşadığım badirelerde yanımda yürüyemezdi.
şimdi sırada teoman'dan o şarkısı geliyor sevgili dinleyiciler;