yazarların dahil oldukları sportif aktivitelere dair tecrübeler ve buna bağlı kazandıkları başarılardır.
voleybol branşında okul takımıyla ilçe şampiyonu ve il ikinciliğimiz var. daha sonra üniversitede yurt takımına girdim ama müsabakaya çıkmadan yurttan çıktım. üniversitenin takımına girecektim ki beni seven ve seçen hoca ayrıldı. velhasıl oraya da dahil olamadık.
seyirci olarak galatasarayın manu'yu 1-0 yendiiği maça gittiydim mükemmeldi.ara sıra hala giderim maçlara.uygulamalı olarak da her hafta cuma günü şirket arası halı saha maçı. çok çekişmeli geçiyor yok böyle bir mücadele.
ilkokulda beden hocasinin gazıyla atatürk kır koşusuna katılmıştım. Ama baya umutluyum çalışıyoruz falan sonra büyük gün geldi millete bi baktım deli gibi ısınıyolar bende onları izliyorum. Sonra başladık koşmaya bunlar deparı basıp gitti biz arkada 3-5 kişi kaldık ambulans arkamızda adamlar yalvarıyo binin şuna diye. Artık nasıl morardıysak adamlar ölcez diye korktu. Neyse en son siterim böyle işi diyip bindim. Baktim milletin moral sıfır başladım ağlamaya diğerleri de koptu tabi sonra oturdum onlari izledim. O gün bu gündür spora tövbeliyim.
ikinci üniversitede aikido dersleri alıyordu ama zamanlama ve maddi sorunlar yüzünden bölümü bırakmak zorunda kaldım.
Beş sene amatör basketbol oynadım. Bu kadar. Spor güzeldir ama oturduğumuz çevre bile önemli. Yanı bende isterdim param olsun tenis kortlarından çıkmayayım ama. Genelde arksdaşımın evine giderdim. Onların sitesinde basketbol sahası vardı. Gece 2' ye kadar oynardık. Belki şu an kadın basketbolcular kök söktürüyor olacaktım . çünkü , övünmek istemem ama her yerden potayı buluyordum. Ve her yerden 3' lük atabiliyordum . bence yetenekle ilgili. Her insanın bir yaradılış amacı var. Vücudunun yatkın olduğu spor ve sanat dalları.
Son olarak iyi bir yüzücüyüm ama zamanla korkular baş gösterdi. istanbul'. Da yüzmek mümkün değil. izmir' de büyüdüm. Kollarımı kullanmadan bile saatlerce yüzebilirim. Denizde büyüdük .
Ortaokul lisede basketbol oynadım okul takımında.
Maçlardan birinde, kenar mahalle okuluna denk geldik. Kızlar resmen bizi maçın içinde dövdüler be. Geçerken vuruyorlar, tekme atıyorlar falan. Maç sonunda hepimiz dayak yemiştik resmen. Her yerimiz kıpkırmızı falan. En büyük spor tecrübem budur.
12 yaş civarı boyumun çok kısa olmasından endişe eden ebeveyn ikilisi beni basketbola yazdırmışlardı. Grupta ki en kısa ve yaşça küçük olan ben maskotluğa kadar yükseldim, gururluyum.
Sonuç, hala kısa.
2 sene üst üste doğum günüm beden dersine denk geldi ve en büyük spor tecrübelerimi o iki günde edindim. birinde voleybol maçı esnasında karnıma smaç bastılar, diğerinde basketbol maçında yakın arkadaşımın turnikesi kafamda sonlandı. Bu acı tecrübeler sayesinde doğum günümü toplardan çok uzakta geçirmem gerektiğini öğrendim.