yazarların düğün serüvenleri

entry1 galeri0
    1.
  1. tüm organizasyonlar tamamdı.

    saat öğlen 1'de berber adem'de olacaktım damat traşı için;

    berber adem: çocukluk arkadaşım. o berber olmak için yaratıldığını söylerdi küçüklükten beri. biz dalga geçerdik bi siktir git olum böyle hayal mi olur diye. ilk kuaförünü açıp da dükkanda hepimizi toplayıp yemek ısmarlarken nasıl bizi göt ettiğini ise hala unutmuş değilim. hayaller tartışılmamalı tabi. bu hayatta aldığım önemli derslerden biridir. biz üniversite yollarında ömür tüketirken o evlendi 1 tane de kızı var şimdi. allah uzun ömürlü etsin.

    traşın ardından gelin kuaförden alınacak fotoğrafçıya gidilecek fotolar falan derken akşam yemeği için mahallede kurduğumuz çadıra gidilecek misafirlere yemek ikram edilecek. tüm organizasyon yükü abimin sırtındaydı;

    abim: babamı kaybettikten sonra birbirimizle adeta düşman kardeşler gibi davranır olmuştuk. ya da bana öyle gelmişti hep. ama mahallede çocuklar beni döverken onun gölgesinin ağırlıyla nasıl dağıldıkları dün gibi aklımdadır. kendi yüksek okuldayken sırf ben üniversitede harçlıksız kalmayayım diye kendi harçlığını da bana göndertir kendisi de ordan burdan borç harç bularak geçinirmiş, bunları sonradan annem anlatıyor tabi ki. abimden aldığım en büyük ders hayatta başınıza ne gelirse gelsin isterseniz can düşmanı dahi olun kopmayacak bir bağ vardır: o da kardeşlik bağı. her ne kadar farklı düşüncelere farklı zevklere sahip olsak da abim her zaman babacandır. onun gölgesi yeter bana.

    sırtındaydı ama ben de onu evlendirmiştim. babasızlık çok zor bir şey arkadaşlar hele de evlenirken. düğün davetiyelerine damadın babası yerine damadın abisi yazmak kadar insana koyan içini ezen başka bir şey yoktur.

    yemeğin ardından düğün salonuna geçilecek ve eğlence başlayacaktı. plan buydu.

    berberdeyken saat 13:15;

    biraz gecikmeyle de olsa berberden içeri girmiştim. adem oturmuş tv seyrediyor bir yandan küfür ederek;

    -nerde kaldın la amua goduum.
    +ancak geldim ede, kusura bakma.
    -neyse geç otur hemen başlayalım. ne kesiyoruz?
    +subay traşı yap, adem bi siktir git zaten stresten basurum azdı.
    (gülerek)
    -tamam tamam damat efendi.
    laf lafı açarken mesele gerdeğe geldi.
    -bak olum o pornolarda izlediklerini yapmaya kalkma baya azar işitirsin.
    +valla mı? e nasıl olcak?
    -akışına bırak.
    +?!?'^?!'+=
    -yani bırak olaylar kendi gelişsin ilk geceden çocuk yapmaya çabalama
    .

    kafamda deli sorular kuaförden gelini aldım fotoğrafçıya ailecek geçtik. tabi bi tane de baldızım var;

    baldız: harbiden baldan tatlı şirin mi şirin bir kız ama biraz içi fesat mıdır nedir her şeyi bel altına bağlıyor. kakara kikiri biraz.

    benim de lanet bir hastalık gibi elim heyecanlanırsam terler adeta su akıtır. baldız da saten bir elbise giymiş bembeyaz;
    +bu ne kız dedim ablan mı evleniyor sen mi belli değil
    -hihihi enişte sen de az değilsin ha. kuma mı alacana yoksa ablamın üstüne.
    +yok nerden çıkardın hay allah duyan da bişey sanacak.
    -hihihi kikiki
    +töbe töbe.

    fotograf için hengame yaşanıyor stüdyoda benim terleyen el baldızın baldıra değiyor. allahtan beyaz yoksa rahat yarım litre su bırakmıştırım o satene. baldız kikirdeyerek gülüyor:
    -enişte elin ayağın rahat durmuyor heyecandan
    +ya heyecandan heyecandan (dişlerimi sıkıyorum)

    fotoğraf hengamesi de bitiyor sonunda. yemek için geçiyoruz evin ordaki çadıra. ben de yemek servisine yardım edeyim derken az bi şey üzerime döküyorum pantolona. annem görüyor:
    +hadi git yedek takımını ütülemiştim onu giy diyor. kadın müneccim mübarek biliyor bir aksilik çıkabileceğini yedekleri ütülemiş. kurtarıcı ya resmen.

    annem: belki de iki cihanda hakkını ödeyemeceğim tek insan. annemin en büyük özelliği oğullarının ne kadar sakar olduğunu bilip ona göre tedbiri almasıdır. çok tertipli ve düzenlidir. bunula ilgili şunu anlatayım:

    ----aç parantez---
    hani çoğu evde çoraplar eve geldikten sonra oraya buraya çıkarılıp bırakılır o dağınıklığı bilirsiniz. yine bir yaz günü eczanede çıraklık ediyorum. yorgun argın eve dönüp yatıyorum. o günde haftasonu tatiline gireceğiz diye dükkanı yıkayıp evlere gidiyoruz daha da bir yorgunluk oluyor o zaman. neyse ben geldim işten çoraplar fora tabi iki kaşık çorba içip yorgunluktan tv nin karşısında sızmışım. gece nasıl yatağa gittim yattım hatırlamıyorum bile. sabah annem kahvaltıyı hazırlamış beni uyandırıyor.
    -oğlum kahvaltı hazır hadi uyan artık.
    +uff ya bi tatilim var biraz daha uyuyayım. desem de mecbur kalkılacak.

    uyku mahmurluğuyla lavaboya giderken, annem:

    -aç ağzını bakayım diyor. ben de börek çörek verecek sanıyorum açıyorum ağzımı. annem ağzıma akşam fora yaptığım çorabımı top edip tıkıyor, abim basıyor kahkahayı
    -bir daha ortalığa bir şey atma e mi çocuğum.

    ben hızla gidip ağzımı fırçalıyorum onlar hala içerden gülüyorlar. bu olay ailede meşhur oluyor hala dalgasını geçen geçer bu konuda. e ben de tabiki bir daha asla eşyalarımı saçmadım evde.ü

    ----kapa parantez----

    pantolonu değiştirirken içeri abim geldi. hani o filmlerde olan meşhur elini omzuna koyup konuşma tarzı var ya aynen o şekilde:

    -bak oğlum, artık hayatta yeni yeni sorumlulukların var. bundan sonra bir adım atarken iki kere düşünmelisin. her şeyini eşinle paylaş ama ailenden birini seçim mevzusu yapma. biz hep buradayız, biliyorsun biz zor büyüdük babamızı zamansız kaybettik. kendi göbek bağımızı kendimiz kesiyoruz gördüğün gibi.

    benim gözlerimden iki damla düşüyor.

    -ağlama ulan hırbo, bugün en mutlu günün. hadi salona geçecez birazdan toparlan çıkalım.

    ben abime sarılarak:

    +abim, iyi ki varsın.
    -sen de aslanım sen de...

    düğün salonuna geçtik oynadık eğlendik , gelini aldım otele geçtik.

    gelin: kaç sene oldu hala soruyorum ben bu kızı neden seviyorum diye galiba saflığından temizliğinden. bununla ilgili şunu anlatayım:

    üniversite 1 sınıfta gördüm bunu. adını öğrenmek 1 haftamı telefonunu almak 1 ayımı aldı ama değdi be kardeşim. neyse bunla mesajlaşıyoruz iyi arkadaşız falan yarın ki dersin hangi derslikte olacağını soruyor bana:
    -yarın ki dersi hoca amfide yapacakmış diyorum
    +terbiyesiz deyip yüüzme kapatıyor telefonu. ben şok oluyorum. meğer bu ben amfi deyince amlı mamlı konuşuyorum sanmış. saf işte bilmiyor amfinin ne demek olduğunu. ama dersleri süperdi ilk onda bitirdi bölümü.

    kapıdan aldım kucağıma girik odaya yatağa bıraktım. iki rekat namaz için gittim abdest aldım neyse kıldık namazı allah kabul etsin.
    tam çenesini tuttum nazikçe öpücem dudaktan elimi ittirdi:

    -aşkım ben bakireyim veremem
    +?^?'?!'?^?
    -bakma öyle bakireyim veremem lütfen ısrar etme.
    +sen ciddi misin?

    meğerse hanımefendi biz üniversitedeyken çıkmaya başladığımızda olur da ben yatmayı teklif edersem böyle konuşacakmış. e ben de öyle namusuz biri olmadığım için evlenmeden böyle bir şeyi asla düşünmedim. e o kadar kendini hazırlamış bir gün belki onla yatmak isterim diye , boşa gitmesin diye şaka mahiyetli böyle dedi bana. acısı fena oldu tabi. *
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük