Öncelikle bunu dost meclisinde anlatıp 'ahahahaa ne saçma' diye pis kahkahalar atacak arkadaşlara da, 'harbi lan' deyip benim fikrimle tarihe adını yazdıracak arkadaşa da saygılarımı sunarım.
Yıllar evvel, henüz beşinci sınıfta mavi önlüklü bir yavruyken aklıma gelmişti...
Teorime göre, yer çekimi yok atmosfer itimi var!
Bunu anlattığım ilk insan (!) ilkokul öğretmenimdi ve verdiği cevap şuydu:
-öyle olsa yerin dibine geçerdik evladım. ( hey rabbim madem öyle yer çekimiyle de aynısı olurdu, bir dozu var tabiki)
Mesela yer çekimi atmosfer bitince 'fırt' diye bitiveriyor! Yani teorime göre çekim dunyadan başlayıp atmosfere gitmiyor, atmosferden başlayıp dünyaya geliyor.
Bir çeşit basınç...
Yani biz atmosferle yer kürenin arasındaki gazların yer küreye yaptığı basıncı kabul ediyoruz. işte bu atmosfer itiminden kaynaklanıyor.
Mesela kuşlar...
Yüzey arttıkça basınç azalır. Yani itim atmosferde yoğun, aşağı doğru azaldığı için biz etkilenmiyoruz. Yine aynı nedenden kuşların geniş kanatları yüksek basıncı azaltir. Uçaklarda boyle...
Ayrıca yükseğe çıkınca kulaklarımız tıkanıyor ya o da atmisfer itiminden.
Özetle bizi keklediler, yok yer çekimi falan hepsi atmosferin uyguladığı basınçtan kaynaklanıyor. Tıpkı anne rahminde kese de bir bebek gibi duruyor dunya, kesenin ( atmosferin ) bittiği yerde su ( yer çekimi (?) ) yok, hayat yok.
NOT: bunlar 11 yaşında bir çocuğun öğretmeni tarafından hor görülmüş, hiç bir deneye, formüle tabi tutulmamış ham fikirleridir.
güneş in nasıl yandığını hala merak etmekteyim. kısa bir araştırmayla hidrojenin bile 02 siz (oksijen) yanma tepkimesine girilmediği gözlemlenir. ya da yanan bir maddenin üstü kapatılınca ( 02 siz bırakılınca ) söner. demek ki güneşte 02 var arkadaş.
bana kimse güneşte şu madde var yanıyor, şöyle yanıyor senin bildiğin gibi yanma işlemi yok orda diyip durmasın. ulan güneşe 2 milyon km hiçbir uydu yaklaşılmıyor. benim düşüncem gibi şu anda söylenen tüm fikirler kesin değildir. bunu ben değil nasa söylüyor.
