annemi istanbul'un kaos dolu sokaklarından uzakta yürüyüşe çıkarttım, birlikte yemek yedik, sohbet ettik, dedikodunun belini kırdık.
artık zor yürüyor, yollarda dinlenerek adımladık sokakları. lokantanın artıklarını sokakta yaşamaya çalışan hayvanlara dağıttık onlarla biraz zaman geçirdik sonra alışverişimizi yapıp evimize döndük.
koyduk ocağa çayımızı, çay demlenirken ben uludağ sözlükte küfür etmeden yazmayı, annem ellerini havaya kaldırarak duasını tamamladı. açtık annemin sevdiği fatih portakalı izliyoruz birlikte.
bugün bunları yaptım, bunlar iş değil zevkle yapılan eylemler... yani ben bugün bir iş yapmadım annemle zamanımı dolu dolu geçirdim... ikimiz de mutlu olduk bundan güzel bir iş olur mu?
not: annem ayaklarını kendisi yıkadı isteseydi seve seve yıkardım...
sabah kalktım diş fırçala işe doğru yola çık derken yol üzerinde fırından sıcacık tahinli pide aldım 3.5 liraya.
ofise ulaşınca bi çay koydum açtım kombiyi içeri sıcacık.
pcyi açtım euronews den haberleri okurken patronun ortağı aradı.apartman yaptığımız şantiyenin elektrik panosu yer değişcek filan dedi tamam ben geçiyorum şimdi dedim.
neyse çayımı kattım pideyi yuvarladım oh mis.ilaçları içtim geçtim şantiyeye.
uu ortak ağa kızmış barut.sıva işi yapan içilere malzeme asansörünün yerini değiştirmelerini istemiş onlarda yapmamış.buda sen git taşeronu ara geldi o da barut uuu bağırıyorlar bi b*k anlamıyorum hepsi kürtçe.ela mela hewal dediler aha iş bize kaldı dedim tuttuk asansörü sürükleyerek çektik.neyse bu bölgede sular kontörlü.şantiyenin kontörü de yarım ton kalmış ortak ağadan aldım kredi kartını gittim bi su yükledim.geldim onu da sayaca okuttum.bide ben haşladım taşeronu.mantocu getirmiş 4 tane adamları iş güvenlikçiye götürmüş bana kimlik fotokopilerini getirmiyor ee adamlar sigortasız işbaşı.dedim o kadar taşeron adamsın ilk kezmi sigorta yaptırcan hemen topladım kimlikleri birer foto , muhaebeciye dedim bu arkadaşları inşaat şantiyesine sigorta girişi yapılcak.tamam hallerim dedi.ofise geçtim ortak ağa yine arıyor hilti lazımmış.neyse bizim patronu aradım böyle böyle hilti lazımmış , dedi bizim eve git depoda var boy boy hangisi iş görürse götür.gittim depoya 4-5 boy hilti en büyüğünü 3 kişi anca kullanır.aldım en küçüğünü götürdüm intşaata, 15 dakkada hallettiler işlerini , geri geldim ofise hiltiyide ofise koydum.patron aradı şu müslümle remziyi bi ara hele. müslüm remzinin abisi bunlar eskavatör işi yapıyor remzi de bize çalışıyor ama tam çakal.herife o kadar ödeme yaptık fatura vermiyor. müslüm de gitmiş şirketin hesabından yakıt almış 1 ton. neyse petrolden arıyor gibi yapıp aradım müslümü abi ödememiz var ödeme yapcaktın felan fişmekan hallettim o işi.remzi kayıp açmıyor telefonu.insan 60 bin liralık fatura için çakallık yaparmı.yapıyor işte.neyse sonra oturdum ofiste.geçen ayın puantajlarını götürdüm muhsaebeye.kalıpçılarla elektrikçiyi çıkardım.işleri bitti zaten.ofise geldim geri biraz sözlükte takıldım. 9 gag da filan takıldım akşam oldu eve gelirken berberde traş oldum, evin karşısındaki marketten de 1 ekmek aldım, kasiyer sarışın biraz cins bi kız bi yılışmalar filan.neyse işte şimdi de burdayım.
arkadaşlarımla buluştum. içimdeki sızıyı gizlemeye çalışarak, canımı yakan konuyla ilgili tek bir söz etmeden, lak lak ettim. kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek bu olsa gerek.