yazarların başından geçen tuhaf olaylar

entry80 galeri2
    26.
  1. her gece aynı saatlerde dağdan siteye giren ve çöp kutularına musallat olan yaban domuzu sayesinde, kendimi baskerville peşindeki sherlock holmes zannetmekteyim.
    3 ...
  2. 27.
  3. her ateşlendigimde aynı rüyayı görmem. bir keresinde de apartmanda merdivenleri inerken bildiğin rüya gördüm , ruyada ışte hemen bizim apartmanın köşesinde 3 çöp konteyniri vardı yanına copcu geliyordu hemen sağa kafamı çevirdiğimde ise peogeut servis geliyordu . apartmandan bir çıktım her sey anlattigim gibi aynen arka arkaya gerçekleşti tabi sonrasında şok etkisiyle ruh gibi yürümeye devam ettim .
    1 ...
  4. 27.
  5. bir gece evde televizyon seyrediyordum, kapi yavasca anahtarla acildi, once annem geldi sandim, hic kalkmadim yerimden, sonra buzdolabinin kapisi acildi, bir surahi suyun dikiste hizli hizli icildigini duydum, bu annem olamazdi, hemen kalktim mutfaga yoneldim, belli belirsiz bir insan goruntusu vardi karsimda 3 boyutlu gibiydi, donakalmistim, o da elinde surahiyi tezgaha birakip ohh bee dermis gibi bir ifade ile sakince bana bakiyordu, guluyormu ciddimi, belirsiz bir ifade ile bana bakiyordu sakince,
    oldugum yere coktum gozlerimi ovusturdum, ben gozlerime inanmak istemedikce aksine goruntu giderek netlesiyordu, erkekmi kadinmi anlayamiyordum, kadin bu dedikce kadinlasan yok yok erkek gibi dedikce erkeklesen bir goruntu, oylece
    donup kaldim dakikalarca, eger bu gercekse ilk o konussun diyordum kendi kendime, o da bunu
    biliyormus gibiydi ve biraz daha kalicam sakin ol dedi,
    boylece onun gercek oldugunu idrak edebildim, ilk
    sorum anlayamiyorum kadin misin erkek misin oldu,
    sesimin titrek ve son derece catlak cikiyordu, o nasil
    dusunuyorsan o oluyorum diyordu, ve evet saniyede
    bir cinsiyeti degisiyordu bunu ben yapiyordum, onu
    erkek yapmaya karar verdim orda durdurdum, bu
    nasil olur sen gercek misin dedim, ben senden bile
    gercegim dedi, peki neden burdasin dedim, tam
    burdan geciyorum dedi, nasil sekizinci kattan mi
    dedim, 100 yilda bir su icmek icin dururum dedi,
    sadece su mu dedim evet dedi, nerden gelip nereye
    gidiyorsun dedim, zamandan gelip zamana gidiyorum
    dedi ve su icin sana degerli seyler sunacagim,
    zaman icinde karsina cikacak kucuk ve degerli seyler
    bulacaksin dedi, su kadar degerli olmayan ama
    sizlerin deger verdigi pariltili seyler konustukca,

    ona daha dikkatli bakiyordum surekli etten kemikten
    gibi dokunabilecek kadar yakin, ama dokununca
    kaybolacak gibi belirsizlesen goruntu, bi kadin bi
    erkek, o goruntuyu sabitleyememistim, ses tonu erkek kadin arasi, ama cok guzel bir sesti cok derinlerden ve muzik esliginde konusur gibiydi.

    dedi ve kapiyi acip gitti, bi kac dakika yine ardindan
    donakaldiktan sonra, donup mutfaga surahiye baktim bostu, icindeki su icilmisti, kendimden suphe ettim, hayir ben uyumuyordum, suyuda ben icmemistim, sonra gunlerce hayal gordugumu dusundum, ama hayal degıldı, adını söylemişti adı ...
    2 ...
  6. 28.
  7. çok iyi hatırlıyorum 5. sınıftaydım yan sınıfta çok iyi bir arkadaşım vardı tenefüslerde hep beraber gezerdik neysse ben çantamı topluyordum arkadaşıma baktım kapıda bana el sallıyor sonra kitap yere düştü aldım bir daha baktım yoktu arkadaşıma sorduğumda ben öyle bir şey yapmadım sınıftan çıkmamıştım dedi ben şok !!
    5 ...
  8. 29.
  9. 2011 yılının mayıs ayında başıma gelen olaydır.

    iş yerinde çalışırken 50 yaşlarında bir sarhoş geldi, cins cins konuştu. mekan sahibi olduğumuzdan eyvallah dedik kavga çıkarsan dükkan mimlenecek. kapıdan çıkarken bir şey çaldığını gördüm adam arabaya binmek üzereyken çaldığı malı elinden aldım ki çaldığı malın değeri tam tamına 50 kuruş. biz parasında değiliz itibar derken adam itiraz etti, bu benim dedi, o benim hakım dedi. siktir git belanı başkasından bul derken adamlar arabadan 3 kişi indi, üzerime yürüdüler. küfürlü konuştular. dedim siz gidin başka bir yerde tartışalım, adam ben tosköylüyüm dedi, ben de ne var bende müstecep köyündenim dedim. bu 3 adamın bir tanesi koşarak üzerime geldi ama benim en az 3 katım, benim tek avantajım var o da kafam ayık, kenara çekildim. adama çelme takınca adam kafasını betona vurdu kaşı açıldı.

    diğer lavuklardan birisi silah çekti bana, bu film burada kopacağı belliydi. bir anda tüm yaşamım gözlerimin önünden geçti. işte o zaman cenab-ı allah'ın kudretine inandım, silah çeken adam yere düştü, sara hastasıymış. allah belamı vereydi de yapmayaydım ama yaptım, ben adamı yerden kaldırmak yerine yere düşen silahı aldım, adamı öldürecem ama (bu arada sara geçirdiğinin farkında harbi değilim) adama bir el sıktım. millet bağırırken ben çıkacak kanın zevkine adamışım kendimi, hayır kan çıkmadı. adamın ağzından beyaz salyalar dökülüyordu. bu ne boktan iş derken jeton düştü, silah kurusıkı imiş. o arada bizim hayvan eleman anca göt korkusunu yendi ve diğer adama sopa ile vurarak alnını yardı. çevremizde toplanan kalabalık adamı vurduğumu sandı, her kalabalıkta mutlaka aklı başında olan birisi olur ya, işte onlardan birisi ambul amcayı aradı, bazı aptallar da polis amcayı arayınca, lavukları hastaneye bizi de karakola götürdüler.

    başımızdan geçeni anlattık. sara hastası geçiren ve bana silah tutan adamın bütün hastane masraflarını ödedim, elamanın kafasını yardığı adamın hastane masraflarını ödedim, diğer lavukta pek bir şey yoktu o bari başımıza masraf açmadı.

    50 kuruşluk mal için başımıza gelmedik kalmadı o gün. sabah 2 ye kadar ifade vermemiz sonrasında mahkemeye çıkmamız 50 kuruşun yanında kar kaldı.

    dün yani o hırsız yine geldi hiç bir mevzu olmamış gibi hala daha alışveriş yapıyor. ara sıra dangalaklık yapıyor ama akıllandık dövdükten sonra polise vermiyoruz.
    1 ...
  10. 30.
  11. lise yıllarında okula arkamda 4 köpekle yardırırken sokağın sonundaki dört yolda gördüğüm tuhaf durumdur. sol taraftaki yoldan en yakın arkadaşım arkasından 3 köpekle bana doğru kaçmaktadır. sonra beareber olup 7 köpekle okula kadar yardırmışızdır.
    6 ...
  12. 31.
  13. ulan öğretmen bana oğlum dedi ben ona hocam siz benim babam mısınız dedim. beni sınıftan attı.
    2 ...
  14. 32.
  15. bana telefon açıp akşam gelirken 2 ekmek al diyen arkadaşımla aramda geçen replik.

    B:ben
    +:öğrenci evinde kalan arkadaş.

    Elimde ekmekle kapıdan girerim. sofra hazırdır otururum. verilen ilk tepki.

    +:ekmeği nerden aldın?
    B:kasaptan. sen beynini nerde bıraktın?

    niye böyle bir tepki verdim bilmiyorum ama söyledim bi kere dönüşü olmadı.
    0 ...
  16. 33.
  17. bundan yaklaşık olarak 7 sene önce. 2006 yazıydı sanırsam. 13-14 yaşlarındayım o zamanlar. bir gün evde yalnızım. kafam halamın içtiği sigaradaydı. evde boş tabii şeytanda dürtüyor ''lan şu sigara nasıl bir şey acaba?'' neyse çakmağı aldım elime yaktım bir sigara. tabii içmeyi falan bilmiyorum. bir nefes çektim... ve ''bune lan dedim'' kendi kendime. insanlar bunun neyini seviyorlar. neyini içiyorlar. o gün bugündür nefret ederim sigaradan. haa tabii depresyon zamanlarını istisna kabul ediyorum. çünkü bazen çok sıkılırsın, çok bunalırsın hayattan. yakarsın bir sigara 2 dakikalığına hayatı daha huzurlu, mutlu yaşadığını zannedersin.
    0 ...
  18. 34.
  19. bolu`da.

    bir kış akşamıydı. havanın erken karardığı zamanlar. okul çıkışı -tahminen saat 17.35 civarı- yine her zamanki gibi yalnız başıma dönüyordum eve. yukarı baktığımda farklı reklerde parlak ışıklarını lazer şeklinde yere doğru tarayarak ilerleyen bir şey gördüm. ilk defasında helikopter ya da uçak olabileceğini düşündüm. uçak kesinlikle olamazdı, çok alçak bir uçuş yapıyordu ve o ışıklar neydi ki uçak olsun. helikopter de olamazdı, bir kere şekli benzeşmiyor, ayrıca hiç ses çıkarmıyordu. birkaç saniye o şekilde ilerledikten sonra aniden kayboldu.

    sene 1999...

    ertesi gün.
    akşamın bir vakti, saat 7 gibi. hayır hayır tam 7. haberler başlayacak. bekliyoruz. zil çaldı birden. kardeşim koşuşturdu kapıya doğru. annem de arkasından. çünkü taşınalı en faazla 1 hafta olmuştu bolu'ya. babam gölcük'te çalışıyordu. o olamazdı. kimse olamazdı. o yüzden gitti arkasından. dış kapının açıldığını duydum. o anda evet tam o anda yerin altından bir çok gürültülü bir patlama sesi geldi. evde camlar patlıyor tuğlalar çığlıkları andıran bir sesle parçalanıyor, ev ayağımın altından kayarcasına sağa sola yatıp duruyordu. koştum. karanlıktı. kör karanlığı tam anlamıyla. tek rehberim kulakları sağır eden o gürültünün arasından seçebildiğim kadarıyla annemin seslenişiydi. nereye doğru koştuğumun farkında bile değildim. merdivenlerde olduğumu ayağımı boşluğa attığım an anlayabildim. düşmedim, çok şükür düşmedim. merdivenin kenarına döşenmiş mermerler patlıyor bir yandan, parçaları koluma omzuma çarpıyor kesiyor belki batıyor inceleri. gözlerimi kapadım. gözlerimi kapadım da koştum. ihtiyacım yok ki zaten.
    demir kapı... önüne yığılmış mermer ve tuğla parçalarından açılmıyor. ev altımızda hâla kayıyor. annem eline aldığı gibi bir mermer parçası camların kırılan kısmını büyütmeye çalışıyor, burdan çıkacaksınız, bir yerinizi kestirmeyin diye tembihliyordu titreyen sesiyle. mantıksızdı. annem kalamazdı. eğildim. elime ne geldiyse attım kapının önünden. bir yandan da çekiştiriyorum açılsın diye.
    aralandı biraz. kardeşimi bir şekilde ite kaka çıkardık. daha da yüklendim sonra. can havli nedir bilir misiniz? ben biliyorum. açıldı iyice. her yerimiz kesilmiş, kan olmuş giysilerimiz. sokaklarda insanlar koşuşturuyor, çığlıklar atıyor. yandaki bina çökmüş. koştuk. sadece ay ışığı var. koştuk koşabildiğimiz kadar. açık bir alan buluncaya kadar koştuk çıplak ayaklarımızla kırağıdan buz tutmuş kaldırımların üzerinde. tarla. toprak kızgın bir deniz gibi dalgalanıyor hâla...
    öldük sonra biz. uzun süre öldük. aylarca yaşamadık hiç. zili çalan kimdi?
    2 ...
  20. 35.
  21. olay, vücudumun gusüle dirençli olması ile başladı.
    2 ...
  22. 36.
  23. az önce bir cevapsız çağrı geldi. "acaba hatun mu" diye gaza gelerek yapmam gerekeni yaptım. elim telefona giderken kendi kendime "seksten sekse koşar mıyız be kardo? olur mu dersin hee, şöyle cinselli falan" diye geçirirken çoktan yese basıp dönüş yapmıştım.

    "aradığınız numara kullanılmamaktadır" dedi kayıt. nası lan? 2 saniye önce arayan numara nasıl kullanılmıyor? seks?
    7 ...
  24. 37.
  25. bir arkadaşımın fotoğrafına ulaşmak için başımdan geçen bir olay:

    Geçenlerde yine bir gün hava alanına gittim ve kontuara yöneldim.
    ilk uçağın nereye olduğunu sordum. bana "Mozambik sir" dedi.
    diplomatik pasaportumu göstererek vip çıkışına yönlendirdiler.
    210 numaralı kapıdan çıkarak uçağa geçtim. pek çok yabancı vardı uçakta. boş bir cam kenarı buldum. bir afrikalı adam oturuyordu kendisine "Kan ek hier sit" dedim. o da "natuurlik" diye yanıtladı.
    yoluculuk boyunca bana cennet vatan Mozambik'in ırmaklarını, dağlarını ve balta girmemiş ormanlardaki doğal hayatı anlatıyordu. kendisine "meneer, ek is verveeld" dedim. birazcık üzüldü ben öyle deyince.
    "Ekskuus, ek het nie wil verveel" diye yanıtladı.
    kendisini kırdığımı ama benim asıl ilgilendiğim şeyin bir fotoğraf olduğunu belirtim. o da kendisinin çok iyi ahbabı olan mister kongomanchi ile bir görüşme ayarlayabileceğini söyledi.
    sevincimden "geseën" diye haykırdım. uçağımız başkent maputoya indi. inişte bizi mister kongomachi limuzini ile karşıladı. dostane bir şekilde selamlaştık. elinde Türkiye'den yeni gelen birkaç resmin olduğunu bunu Suriyeli muhaliflerin daraya kentindeki bir eve düzenledikleri baskından çıkardıklarını söyledi.

    ilgimi çekmişti. daha sonra Cabo Delgado Bölgesi'nde bir yemek yemek istediklerini fotoğrafları da Niassa Bölgesi'ndeki Lichinga şehrinden getireceğini söyledi. bu işte bir tuhaflık vardı.
    zira Lichinga şehri kuzeyde yer alıyordu ve biz ise cennet vatan Mozambik'in güneyine doğru saatte 120 mil ile ilerliyorduk.
    endişendiğimi anlayan mister kongomanchi endişelendiniz efendim, sakin olunuz diye beni rahatlatmaya çalıştı. ama ben bayrağında bile kaleşnikof olan bu ülkenin insanlarına güvenmek zorundaydım zira o fotoğrafı istiyordum.

    derken arabanın önüne atlayan bir zebraya çarpmamak için şoförümüz direksiyonu yolun dışına kırdı ve irice bir mangrova çarptık. bataklığın içine düşmüştük. çarpmanın etkisi ile içerideki herkes ölmüştü.
    ben kendimi dışarı attım ve yol arkadaşlarımın bataklığın içinde kayboluşlarını izledim. etrafıma baktığımda Mamkua-Lombe halkının yoğun bir şekilde yaşadığı bir bölgede olduğumu anladım. hava kararıyordu.
    barınacak bir yer bulmalıydım. yarım yamalak Portekizcem işe yaramıyordu çünkü burada Svahili kökenliler vardı. neyseki Tanzanyalı Müslümanlar ile akraba olan bu halka güvenebilirdim. ileride bir cami vardı ve yaklaşıp orada yatsı namazını kılmayı düşündüm. abdest alırken bu cennet vatan mozambikte bana yardımcı olmaya aday bir kaç kişi belirledim. bu kişiler cumhur başkanı Armando Emilio Guebuza hakkında konuşuyorlardı.
    nerede bir muhalif varsa benim adamım da onlardır diyerek ben de başbakan Alberto Vaquina hakkında atıp tutmaya başladım. az daha öldürülecektim. meğer cumhurbaşkanı ile başbakan zıt görüşe ait kitlelerin temsilcileriymiş. ülkü ocağına girip "selam yoldaşlar " demişim gibi oldu. namazı da kılamayıp zar zor kaçtım. bir taksi gördüm ve içine bindim. başkent maputo'ya sür dedim. yeterli Metical (para birimi) imin olup olmadığını sordu.
    elimdeki türk lirasını görünce. tamam mister isteyin sizi türkiyeye götüreyim dedi. ben de diplomatik dokunulmazlığımın olduğunu, en son kıbrısta yaşadığım sıkıntıdan dolayı ülkenin savaşın eşiiğine geldiğinden söz ettim. taksici daha fazla üstelemeden beni maputoya getirdi. kendisine son olarak bir fotoğraf aradığımı söyledim o da abi (mister) burda öyle bişey yok olursa ben sana gönderirim dedi. tamam dedim. maputodan ilk uçağa bindim ve sabiha gököçene indim. 48 tl'ye popeyes'tan kova yedim ve eve derbente geçtim. sonra bir baktım flash belleğe bu resim.. ulan dedim boşuna o kadar yol gittim zaten telefonda kayıtlıymış dedim. yani uzaklarda değil dostum telefonda kalmışd iyerek kendisine açıklamada bulundum.
    0 ...
  26. 38.
  27. geçenlerde memlekete gittim. benim küçük kuzen bana bakıp pis pis gülüyor.
    bir tripler, bir havalar el kadar bebede.
    kim şımartıyor lan seni böyle dedim.
    halan zaaaa xd dedi ve gitti pezevenk.
    1 ...
  28. 39.
  29. bir gün arkadasla acil bir yere yetismek icin yolda kosa kosa gidiyoruz. baktık bir tane kamyon tarzı bisey geliyor dur lan dedim otostop cekelim yetisemiycez yoksa. neyse durdu adam atladık kamyona herif 100 metre falan gitti ve markete girdi biseyler almak icin. ondan sonra aynı yoldan dönerek ters istikamete yani geldiğimiz yere doğru sürmeye basladı. otostop çektiğimiz adam ters yöne gidiyormus meger amk bastan söylesene oçç.
    1 ...
  30. 40.
  31. 96 model aracımın tek ve en büyük özelliği merkezi kilidi ancak günlerden bir gün merkezi kilit çalışmamaya başladı. bütün kapıları tek tek açmaya başladım. çok önemsemedim. geçen gün arabanın kapısına anahtarı sokmamla merkezi kilidin tekrar çalıştığını gördüm ve sevindim. daha sonra arabaya yakıt aldım tam arabaya bineceğim ön taraftan yere radyatör suyunun aktığını gördüm. manifolda giden su girişindeki metal çatlamış su fışkırtıyordu. bana 100 liraya mal oldu. arabanın sorunu kalmadı ancak merkezi kilit yine bozuldu. korkuyorum.
    0 ...
  32. 41.
  33. bugün metrobüse bindim. sanırım 38498. binişimdi ve benim için hâlâ çok tuhaf.
    1 ...
  34. 42.
  35. dün gece saat 4.30 sularında apartmanımızda ikamet eden mini cooper sahibi gelip arabasını bahçeye park etti, gayet olağan şekilde. yatmaya hazırlandıktan sonra tekrar baktım 15 dakika geçmişti belki de araç çalışır vaziyetteydi. dedim herhalde yanında kız arkadaşı var onunla ciddi bir mesele konuşuyorlar ama motoru niye kapatmamıştı neyse. yattım. yarım saat geçti geçmedi gözümü açtım tekrar kalktım baktım araba hala aynı yerinde çalışıyor farları ve stop lambası da yanıyordu. anlayamadım durumu tekrar yattım. yaklaşık 45 dakika sonra tekrar uyandım saat 6 yı geçiyordu ve hava hafiften aydınlanmıştı kalkıp yine arabaya baktım. arabanın 3 metre ilerleyip çakıl taşlarından atlayıp çimlerde durduğunu fark ettim. büyük ihtimalle sarhoştu sahibi. ama kafamı kurcalıyordu. tekrar yattım ama aklım arabada olduğu için yine istemeyerek uyandım araba hala aynı yerde çalışıyordu. baktığım sırada stop lambaları yanıp söndü. kameramı alıp kaydettim acaba ne olacak diye. geri yattım. kalktığımda saat biri geçiyordu. hemen cama fırladım araba tekrar eski yerine park boşluğuna geçmiş ve stop etmiş vaziyetteydi. daha sonra mutfağa gidip geldim bir dakika geçmedi tekrar baktığımda bahçe kapısı kapanıyor araba ise çoktan gitmişti. çok büyük ihtimalle ne yaptığını bilmeyecek kadar sarhoştu ama o denli alkollü insan o dar yere nasıl çarpmadan girdi tekrar nasıl çıktı hala kafamda sorular. bu da çektiğim videodan bir kesit.

    2 ...
  36. 43.
  37. acayip bir şey oldu aslında ama gelişi güzel anlatamam şimdi bir anlamı kalmaz. biliyorsunuz, yazarsam hep uzun metrajlı olmuştur, detaylı bir şekilde bahsedeceğim sonra...
    0 ...
  38. 44.
  39. Şimdi bizim evin arka tarafında 10 yılı geçti bir ev yanmıştı. Orası boş bir alan haline geldi. Elini kolunu sallayan girebilecek şekile yani. Biz de branda serdik tellerin oraya içeri dikkat çekmesin diye. Babam orda dolaşırken brandayı tutan plastik iplerin koptuğunu görmüş. Brandalar yerde. Geldi dedi düzeltelim. Biz de çıktık. Tam toparlarken 25-30'lu yaşlarda bir spastik (giyimi kuşamı normal bir üniversite öğrencisi gibi bir çantası eksik) "polis, durun, siz n'abiyonuz burda? Nerede oturuyorsunuz? Sizin burayı kapatma yetkiniz var mı? Höheh" falan diyerek geldi yanımıza. Biz de siklemedik takmaya devam ettik birini taktık o sırada bu spastik sokağın ismini veriyor ve polisi arıyormuş gibi dhkp-c pankart asıyor falan diyor kendi kendine. Lan o sıra baba dur dedim. Çünkü üstünde diren berkin elvan ve dhkp-c yazıyor. Tabi içimden vay amk dedim. Çakmasak köfteyi gerçekten polisi arasa sempatizanlıktan bir geceyi nezarette geçirirdik kesin. Sonra indirdik taktığımız brandayı diğeriyle beraber arsaya attık. Sonra yürümeye ardından koşmaya başladık evi öğrenmesin diye (her türlü pislik olur bilemeyiz). sokak dolandık bir yere kadar geldi peşimizden o sıra gene arkamızda "kaçıyorlar kovalıyorum şu an" diyordu. Sonra caddeye çıktık. Ordan berbere falan girdik olay kapandı. Bu arada yanımızda dururken "ben bıçak da yedim göbeğemden" demişti ve göbeğini açmıştı. Bu da böyle bir tuhaflık.
    4 ...
  40. 45.
  41. küçükken yaşadığım olaydır. olay şöyle;
    dışarıda arkadaşlarımla mahalle de top oynarken, top ayağıma geldi ve şut çektim. atılan şutun gol olmasıyla beraber arkada bize doğru yaklaşan arabanın camına geldi. adam arabadan indi ve koşarak bana doğru gelmeye başladı. o zamanlar küçüktüm tabi hafif bir şeydim. kollarımdan tuttu arabaya doğru götürdü ve arabanın arka kapısını açarak beni kucaklamasıyla, arabanın içine atması bir oldu. tabi ben dururmuyum. diğer kapıdan çıkarak yokuş aşağı koştum. arkadaşlarım bu olay olurken aileme haber vermiş evde de misafirler vardı hepsi beraber dışarıya çıkmış ve çıktıklarında ne ben ne de arabayla beni kaçırmaya kalkışan adam ortada yoktu. o sırada ben yokuşu bitirerek yan mahalleden çıkmış eve doğru gidiyordum. evin önünde büyük kalabalık vardı. kalabalığın arasından beni gören annem adımı haykırarak üstüme doğru koşmaya başladı ve sarıldı. canım annem ağladı içim burkulmuştu. sıkıca sarıldım ona. herkes ne olduğunu nerede olduğumu soruyordu. cevapladıktan sonra eve gitmiştim. annem 1 gün bana evden çıkma yasağı vermişti. arabanın plakasını alamamış ve adamı bulamadık. olay bu şekilde sonuçlandı.
    şimdi o adama söyleyeceğim tek bir şey var.
    (bkz: seni bulacağım olum)
    6 ...
  42. 46.
  43. Pan'ın labirenti filmini gece izledikten sonra balkonda sigara içtim, sonra aynaya baktığımda kafamda kocaman yeşil kanatlı bir böcek vardı. işin garip tarafı aynı şey filmde küçük kıza oluyordu sonra olaylar, olaylar.
    Tabi filmde kız sevgiyle böceğe bakıyordu. Ben anaskim! Anaskim!!!!! Ebenskim!!!!! Diye kafamdakini atıp öldürdüm. Çok korkunçtu.
    4 ...
  44. 47.
  45. Bir gün arkadaşımla yolda gidiyoruz birşeyler alacağız, hem sohbet edip hem giderken sağ tarafımda bir ses duydum baktım kızın biri telefonda konuşuyor önüme döndüm yürüyorum derken arkadan bir ses daha: hey hey neye bakıyorsun sen? Dedi. Arkadaşla ikimiz durduk ona bakıyoruz kime diyo lan bu dercesine.. Kız hızla bize yaklaştı bağırıp çağırıyor siz kimsiniz lan neye bakıyorsunuz sizi döverim lan doğru yürüyüyon lan saydırıp duruyor, bir yandan durup dururken nerden çıktı bu rahatsız diye içten geçirirken bir yandan da, kız o kadar insan içinde bize bağırıp çağırıyor afallamışız cevap bile vermiyoruz. Arkadaş ne diyon lan sen dedi o ara benim yanımdan bi karartı uçtu geçti anlamadım baktım kız yerde..
    Bizim kız kankamız olay mahallinin karşısında iç çamaşırcıda imiş bütün olanları duymuş ve o kız bizden on dk önce bir çocuğa da aynısını yapmış aklı sıra egosunu tatmin ediyormuş kaltak. Kıza bir vuruyor yerde bir vuruyor boyle kavgayı erkek kavgasında göremezsiniz. Zor aldık kızı elinden. Kufrede kufrede kaçtı kız. Bu arada kızların kufretmeside pek bi çirkin oluyormuş amk.

    Bu da boyle saçma bişeydi işte.
    2 ...
  46. 48.
  47. Bundan 7 yıl önce, iki arkadaş turistik bir kentte sahilde içiyoruz ve bir konuyu küfürlü bir şekilde tartışıyoruz. Birden yanımıza 10 kişilik özel güvenlik görevlisi geldi ve hakkımızda küfürlü konuştuğumuza dair şikayet olduğunu söyleyerek kimliğizi istedi. Bunun üzerine arkadaşım, siz gidin polis gelsin dedi.

    Biraz sonra polislerde geldi ve direk kimlik istedi. Arkadaşım kimliğini gösterdi bende kimliğimi üzerime almadığımdan polislere kimliğimin üzerimde olmadığını söylerken bizi şikayet eden adam ve karısı belirdi. Herifin karısı yabancı uyruklu ve türkçe bilmemesine rağmen, karısının ettiğimiz küfürlerden rahatsız olduğunu söyledi (Türkçe anlamayan birisi nasıl türkçe edilen küfürden rahatsız olur anlamadım) ve bize polislerin yanında gider yapmaya başladı. Normalde haşat etmemiz gerekirken, gerek kimliğimin üstümde olmaması, gerekse karısının yanında olduğundan fazla bir tepki göstermedik. Neyse olay bitti polisler ve söz konusu çift uzaklaştı. Saat gece yarısıydı hadi şu club'a girelim dedik. neyse club'a girdik dans ediyoruz filan ben mekanın görüş kalitesinin düşük olduğundan, Bula bula bu tartıştığımız herifin karısına sallanmışım ama benim bundan haberim yok. Bunun farkına varan arkadaş beni kenara çekti ve tuvalete çıktık. Meğer herif beni karısına sallanırken izliyormuş. Sonra aşağıya indiğimizde kaçmışlar. Buda böyle bir anımdır.
    0 ...
  48. 49.
  49. Ay anlaticam. Kim okuyacaksa. Neyse simdi.
    Bi gun boyle ismini vermiym de hobi mslzemeleri satan -bilindik bi de- internet sitelerinden birinden kumas boyasi iste bikac bi sey bi de posca kalemler vardir bileni bilir. Onlardan siparis ettim taam mi. Aradan bi kac gun gecti siparis geldi filan. Bi tane kalemi koymamislar icine. Allah allah heralde stokta yoktu ya sonradan gonderecekler -bazi siteler siparis gecikmesin diye elde olan urunleri onden yollar, gec temin edileceklei de sonra ayriyeten gonderir- diyorum. Siparise bakiyorum his aciklama bi sey yok karta iade gerceklestirilmemis hani stokta yoktu desem. Dusunuyorum boyle. Neyse dedim gectim iceri siparis kolisini cope atiym bari diye. icinde bi kese boyle pogaca koyulan saman kagidindan olur ya kese yani kahverengi filan. Şingirdiyo bi de. Cop heralde filan dedim de copu niye koliye koysunlardi onu dusunuyorum. Actim icini bi baktim para cikti. Nasil yani ya? Boyle bi kagit bes lira bi de bi liralar daha kucuk bozukluklar bes kurus on kurus.
    Arkadaslar meger benim temin edilemeyenkalemin para iadesini karta degil de pogaca kesesiyle direkt bana gondermisler ahah. Kurumsalliklarina saglik.
    9 ...
© 2025 uludağ sözlük