yaşamın sır dolu olduğunu, bize hatırlatan paranormal olaylardır. ruhsal etkisi büyük olup korkmamak gerekir, ibret alınası olaylardır.
evin içinde aynı insanı iki farklı odada görmek...
arka mahalle romanların yoğunlukta olduğu bir yer olduğu için sürekli kibariye dinlerdik, sağolsunlar. bir gün titanik soundtrack'ının roman versiyonunu duydum. önemsemedim. sonraki günlerde tekrar duydum. en sonunda telefonuma ses kaydediciyi kullanarak kaydettim emin olmak için. bu melodinin var olduğuna inanamıyordum. sonra gittim, internetten 'titanik roman havası' yazdım. varmış böyle birşey. izmirli taylan yapmış. şimdi 'aman ne esrarengiz' diyebilirsiniz ;ama ben çok şaşırmıştım gerçeği öğrenince. ciddi ciddi uzun süre hayal ürünü olduğu düşünmüştüm.
geçenlerde ev arkadaşımla ateist şakalaşmalar yaparken aklımıza kur an'ı yurtmak geldi. neyse kısa çöpü ev arkadaşım çekti ve yırtmaya teşebbüs etti. derken ev arkadaşım alevler içerisinde fareye dönüştü.
yazar notu: lütfen bu entry'i 9999999 kişiye gönderin. gönderirseniz sevdiğiniz sizi facebook aracılığı ile dürtecek, göndermezseniz anneniz-babanız ölecek. ben denedim gerçekten işe yarıyor.
an itibari ile başıma gelmiş olaydır. ateistlere söylenebilecek ibretlik sözler başlığı açmak üzereyken sol frame'nin en üstünde (bkz: allah yok diyenlere söylenecekler)başlığını gördüm. basit bir olay belki ama çok etkilendim.
lise birinci sınıftayım, bir kış günü okula gitmek için saat 06:30 da kalkmıştım güneş geç doğduğundan hava karanlıktı yataktan kalktığım gibi ışıkları yakmadan salona geçtim evde herkes uyuyordu birden telefonun ışığının yandığını gördüm uykulu gözlerle ''biri arıyordur herhalde'' diye telefonun yanına gittim. neyse telefonun yanına vardığımda telefon kendi kendine tuş kilidini açıp menüye giriş yaptı ve daha sonra menüden çıkıp kendi kendine tuşlarını kapattı. inanamadım korkudan bütün ışıkları yakmak istedim ama herkes uyuduğu için açamadım kıyafetlerimi nasıl giyindiğimi bilemeden kendimi sokağa attım. okul bittikten sonra eve geldiğimde söyledim 6:30 da biriniz kalktı mı? diye cevap hayır olunca ayrı bir tırsmıştım.
kucuktum kucuktuk baya, baya dediysem yani 8,9 yaslarinda filan kardesimle aramizdada 1 yas var. birlikte kaliyoruz ozamanlar odada. gece tikirtilar geliyodu uyandim kardesim co da uyanik, bana abla der aramizda az yas farki var ama. abla dolapta biri var dedi. dinledim tik tik tik sesler geliyor. korktuk tabi baya, yanima geldi yorganin altina girdik ama korktuk baya dedim bu boyle olmucak co kapiya kosalim kostuk kapiyi acamiyoruz zorluyoruz ama acilmiyor. actik, biz bagris cagris icinde annemlerin odasina kostuk tabi uyanmis onlarda. odaya geldik dolaba filan bakti babam, heryere bakti hatta birsey yok akabinde bi sure uyuyamadik biz ama o esrarengiz tikirtinin sebebini cozememistik.
5 yaşında normal konuşan çocukken bir sabah uyandığımda kekeliyorum normal konuşmamın imkanı yok,
Bir kelimeyi 3 defada ancak söyleyebiliyorum hocaya filan götürdüler 1 hafta kendime gelemedim.
gece geç saatte ablam yeğenimi uyutmaya çalışıyordu ne yaptıysak çocuk uyumadı neyse ışık açık bir şekilde benim gözlerim kapalı ablamda ayağında yastık koymuş uyutmaya çalışıyordu. ablam en sonunda sinirlenip bağırdı çocuğa yeter artık uyu diye aradan bir dakika falan geçti ablam benim ismimi seslendi bende ne oldu diye kalktım gözlerimi açtığımda ablam şaşırdı niye kalktın diye bende dedim beni çağırdın o sesi bende duydum ama ben seni çağırmadım dedi ikimizde ne yapacağımızı şaşırdık korkudan bütün ışıkları açmıştık. korkunç olan benim ismimin çağrılması diğer bir korkunç olan şey ise ablamın sesiyle çağırılmaktı.
bundan on yil kadar once lise yillarinda gece ruyada ucak kazasi oldugunu gormek sabah kalkip kahvalti yaparken tv'de çin'de gece dusen ucagin enkaz goruntulerini havadan gosteren haberi seyredip kaza saatine bakinca gece 3'te dustugunu ogrenmek.
evinin önünde 1 saat beklediğim kızın benim evimin önünde 1 saattir bekleyişi. telefon icat edildiğinden beri böyle esrarengiz bir olay yaşanmamıştır. bu hariç.. *
Metafizik sayılmasa da 'creepy' dedirten cinsten bir olay yaşamış bulunuyorum gün itibariyle. Yazlıktayız ve bulunduğumuz daire 3.katta..yemekten sonra tavuk kanadı artıkları poşetlenerek kapı önüne konuldu ve yaklaşık 1 saat sonra kapı açıldığında, dibine kadar kemirilmiş ve düzenli sayılabilecek şekilde dizilmiş kemiklerle karşılaşıldı...bildiğimiz kadarıyla apartmanda evcil hayvan besleyen yok. Sokak hayvanlarının burunları 3.kattaki kokuyu alacak kadar keskin midir, keyiflerince apartmanlarda at koşturuyorlar zaman zaman da bizler mi bihaberiz bilmem lakin yalnız olsam burda 1 gün dahi durmazdım diye tahmin ediyorum sözlük.