yakın zamanda 2 sene olmuştur.. derste hocaya lan demem bütün kampüste alay konusu haline gelmem.. hocaya kendimi affettirme çabalarım akabinde daha çok sıçmalarım falan falan...
geçen yaz eskişehir'de bir gece barlar sokağına gitmiştik. votkasıydı birasıydı allah ne verdiyse içtik. ondan birkaç saat önce primolut diye bir hap almıştım. epey yan etkileri olan bir hap. benim de bronşitim var salak gibi sigaraya da yüklendim biraz. ertesi gün o film şeridini görmeye başladım kalktık hava hastanesinin aciline gittik. biraz küçük ve kalabalıktı bekleme alanı. doktor sordu içerde sigara içiyor musun diye evet dedim. alkol aldığımı ve hap aldığımı da söylemiştim. doktor zaten başladı işte biraz yavaş ol ne bu acele falan filan diye. röntgen çekildi baktı bir posta da ondan sonra konuştu. neyse bitti işimiz bekleme alanına çıktık etrafa insanlar var doktor durdu "bak hem hap hem sigara hem alkol olmaz. birinden birini kullan" dedi. orda insanlara dönüp doktorun hap dediği ilaç demek istedim ama olmadı. o bakışlardan sonra olamadı zaten. yediğim bağımlı damgasıyla utana utana çıktım ordan. bir süre sigara bile içemedim. allah kimseye o bakışları görmeyi yaşatmasın.
edit: bir de bu hava hastanesini bilenler vardır muhakkak. askeri hastane olur kendisi. gelenler genelde böyle askeriyeyle alakası olan ciddi insanlardır. orda ben pek sırıtmıştım.
alttaki kel komşunun balkona çıkması , çocukluk aklıyla kafasına tükürülmesi , fakat komşunun kafasına kuş sıçtığına kanaat getirip havada süzülen martılara bakması. o gün bugündür tükürmüyorum.
bir keresinde bir alışveriş merkezinde tuvalete telefonla konuşarak girdim. sonra etrafımda pisuvar aradım işemek için. lakin beklediğim şey o tuvalette yoktu. evet ben bayanlar tuvaletindeydim. ne kadar özür dilesem de sapık yaftası ve bir kaçtane çanta darbesi yemekten kurtulamadım. *
bir keresinde lisede çok hastayken dersaneye gitmiştim. 10 dakikada bir burnumu temizlemeye wc'ye gitsem de sinüzitim yine akıyordu. türkçe dersine girdiğimizde hoca çıkmama izin vermedi, 1 ders boyunca dayandım fakat son 5 dakika kala öyle bi hapşırık geldi ki, önümdeki 4 sıra mukus olmuştu. o anki rezilliği anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır sanırım.
en ergen halimle lisedeyken, ( yatılı okul) banyoda üst sınıf cemaat abilerinden birisi "kimse varmı" diye sormadan perdeyi açmıştı. onun utanması gerekirken, ben utandım. bi sor demi kim var diye. sonrasında gelsin fetva.
gerçekleştiğinde yerin dibine sokan durumdur.çok gezmiştik bir gün ayaklarımıza kara sular inmişti ve inanılmaz sıkışmıştım. aceleyle bir cafeye girdim ve telaşın verdiği ve çok sıkışmış olmanın verdiği acelecilikle erkekler tuvaletine girmiştim oradan sonrasını anlatmayayım bile. o gün bu gündür illa kapıdaki resme bakarım bildiğim her zaman gittiğim bir yer bile olsa.
Sözlük yazarlarının, şu an içerisinde bulunduğumuz ana kadar ki geçen süre içerisinde, utanmalarına sebep olmuş şeyler içerisinde en yüksek hormonal düzensizliğine yol açmış olan şeydir.
Lise 3'teyken okulda hocalarımla beraber basketbol oynuyorduk. Karşıma baktım, erkek arkadaşımı gördüm. Koşarak yanına gitmeye başladım o sırada hoca topu yerden bana doğru atmış. Benim ayaklarım topla karışınca düştüm. Ve düştüğümde bazı şeylere engel olamamıştım, herkese de rezil olmuştum. En önemlisi erkek arkadaşım düştükten sonraki halimi görünce benden ayrıldı. (bkz: sözlük yazarlarının itirafları)