Aslında şimdi düşününce o kadar utanmıyorum ama olayın yaşandığı an bayağı bir utanmıştım.
1.5 senelik bir ilişkim var, tanıştığımız günden beri beraber yaşıyoruz. Yalnız yaşamaya alışkın biri olarak ilk günden beri en çok zorlandığım durum kafama göre pırtlayamama durumuydu. Bu konuda aşırı hassasım. O hayvan gibi osursa hiç garibime gitmez ama ben yapamam.
Durum bu iken geçen ay tatile çıktığımızda şöyle bir durum zuhur etti : gece uyuyoruz. O aralar da bunun uykusu hafif. Uyanıyo, geziniyo, yatakta dönüp duruyo falan. Ben de onun kıpırtısına mı uyandım nedir anlamadım ama uyanma anımla pııırrrttt etmem bir oldu. o an resmen bütün uykum açıldı utançtan o derece. Gerizekalı gibi dedim ki ay aşkım pardon pırtladım ben o da dedi ki ben puf kaydı sandım hayatım bi şey olmaz uyumana bak sen. (Ayak ucumuzda da puf gibi bir şey var, hemen nasıl da ona bağlıyo canım benim ya)
Sonra düşündüm ki o kadar da utanılacak bir şey değil. Şimdi sizlere anlatırken güldüm. *
bir keresinde lisede çok hastayken dersaneye gitmiştim. 10 dakikada bir burnumu temizlemeye wc'ye gitsem de sinüzitim yine akıyordu. türkçe dersine girdiğimizde hoca çıkmama izin vermedi, 1 ders boyunca dayandım fakat son 5 dakika kala öyle bi hapşırık geldi ki, önümdeki 4 sıra mukus olmuştu. o anki rezilliği anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır sanırım.
Sözlük yazarlarının, şu an içerisinde bulunduğumuz ana kadar ki geçen süre içerisinde, utanmalarına sebep olmuş şeyler içerisinde en yüksek hormonal düzensizliğine yol açmış olan şeydir.
Lise 3'teyken okulda hocalarımla beraber basketbol oynuyorduk. Karşıma baktım, erkek arkadaşımı gördüm. Koşarak yanına gitmeye başladım o sırada hoca topu yerden bana doğru atmış. Benim ayaklarım topla karışınca düştüm. Ve düştüğümde bazı şeylere engel olamamıştım, herkese de rezil olmuştum. En önemlisi erkek arkadaşım düştükten sonraki halimi görünce benden ayrıldı. (bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
alttaki kel komşunun balkona çıkması , çocukluk aklıyla kafasına tükürülmesi , fakat komşunun kafasına kuş sıçtığına kanaat getirip havada süzülen martılara bakması. o gün bugündür tükürmüyorum.
10 yaşındaydım. çocukken çok sık hasta olurdum, o gün de okulda midem aşırı derecede bulandığından çıkış izni almak için müdürün sekreterinin odasına gidip annemi aramasını istemiştim. kadının tipi de hala aklımda, dip boyası gelmiş, sarışın ve inanılmaz itici bir tipti. neyse, kadın suratıma bile bakmadan "ayy canım bekleticem seni iki dakka" diyip önündeki kağıda odaklandı. bense orda kıvranıyorum. arar aramaz tuvalete gidecektim zaten, ama bekliyorum bekliyorum yok. farklı şeyler düşünmeye çalışıyorum, o da olmuyor. tam "artık arar mısınız" diyecekken dayanamadım ve en sonunda beklenen oldu. kadın birden acayip telaşlanarak ve iğrenerek annemi aradı, zaten ben utançtan pardon bile diyemeden odayı terk ettim. bu rezilliğimi hala unutamıyorum, ama düşünüyorum da iyi olmuş kadına. benden sonra kimseyi böyle bekletmemiştir.
bugün başına gelmiş en utandırıcı şeylerden biridir.
bilsayarımdan bir porno sitesine girilmiş, videoya tıklanmış, video 40 dakikalık süresi olan porno filmidir. bunu yapan 2 kızdır, ben makinamın başından kalkınca tezgahlamışlardır, işin utandırıcı kısmı ise, yanımıza bir adet daha hatun gelecekti o esas hatun olmaya adaydır, lakin hatun kişiler rezil etmiştir beni, ne olacak bakacağız bakalım, hayır geyik espri tamam da kız gitti lan. pislik dedi ve gitti. hatun kişilerin ve gelen hatun kişisinin zamanı bana geçirmiştir. hayır pornocumuyum lan ben. (bkz: al kırdın)