veteriner fakültesinde okuduğum için başıma sık gelen hadiselerdir. en iğrencini seçemeyeceğim ama aklıma şu an gelen; klinik dersinde, hapşıran ineğin sümüğünün yüzüme gelmesi.
arkadaşlarla odada içildikten sonra ortam iyice cıvımıştır.ve ağzıyla içmeyen bir arkadaşımız her taraf parke olan kocaman odada kusa kusa küçücük kilime kusmuştur lak diye. * daha da ötesi temizle denildiğinde dur abi sarhoşum cevabı gelmiştir ve bende üstelememişimdir.kusmuk kokulu bir odada 3 kişi yattık evet.öğlen kalktığımızdaki o kokuyu tarif edemem efendim.bir kimyager olarak benim bile bünyem zor kaldırdı .
yolda yürürken kafanıza damla şeklinde bir şey düşmesi, ''yağmur yağıyor ya su damlasıdır'' denmesi ve o anlık saça bakılmaması. ardından sevgilinin kafamda kuş pisliğinin olduğunu söylemesi. akabinde eve dönerken birlikte sayısal loto oynanması.
büfe gibi bir yer var aynı zamanda taksi durağı olarak da kullanılıyor. yemek yenmiştir el yüz ağız yıkamak için çeşmeye gidilir iki kişi yani...
bu iki kişi el yüz ve ağızı çalkalayıp yıkadıktan sonra tuhaf tuhaf birbirlerine bakarlar evet iğrenç bir koku vardır bir tuhaflık vardır çünkü yıkandıkları suyun deposuna kedi düşmüş ve ölmüş. artık ben bundan sonrasını size bırakıyorum.
maç giriş kuyrugunda 1,5 saat 35 derecenin altında bekledim, sıra tam bana geldi,güvenliğin sesiyle irkildim "bilet korsan"
paraya mı yanayım,sıcakta beklediğime mi yanayım,elimde sap gibi çekirdekle kaldığıma mı yanayım,üstelik maçın başlamasına 5 dk var artı bilet yok.
hatırlamak bile istemezdim.
