Duvarla konuşuyorum arada. Hayal kurarken ya da söylemek isteyip de söyleyemediğim şeyler olduğunda duvara bakarken kendi kendime konuştuğuma birkaç kez şahit oldum.*
(bkz: Ah şu duvarların dili olsa)
''olum nasıl özlemişim sizi lan. gelin bakayım. aaaa ama çocuklar sıra sıra... lan dur! ulan seni en son içicem geç çabuk en arkaya. sen gel ikincisin, geç kulak arkasına. ve sen canım benim. hadi yapış dudaklarıma...''
Kitaplarla konuşurum genelde. Onlar sayfalarca döker içini bana. Ben de köşesine, kıyısına notlar düşerim. Sesli okurum bu yazıları sonra böylece konuşmuş oluruz.